O istese de istemese de bu sonuç daha ihtimalken bile ben bu varlığa, bebeğe dokunamayacağımı biliyordum.

Ama artık kaçar yolum yoktu bu telefon açılacak olumlu da olsa olumsuz da olsa karşı tarafın tepkisi öğrenilecekti.Çünkü biliyordum ki ben bu bebeğe daha ihtimal olduğu zamanda bile bağlanmış olsam bu karar iki kişinin alması gereken bir karardı ve Atlas'ın her ne ise fikrini söylemesi en doğal hakkıydı.

En sonunda ısrarla çalan telefonu açmam ve kulağıma götürmemle Atlas'ın öfkeli sesini zihnimin en derin köşelerine kadar hissetmem bir olmuştu.

"Azra bu kaçıncı arayışım o telefon neden açılmıyor!" Onun öfkeli sesini işitmemle tekrar akmaya başlayan gözyaşlarım onun kızgın halinin hamile olduğumu öğrendiğinde de devam edeceğini bana fısıldar nitelikteydi.

"Azra cevap versene beni delirtmek mi istiyorsun!" Boğazıma düğümlenenleri zor da olsa yutkunarak yollamaya ve ona bölük pörçük de olsa bir cevap vermeye çalışmıştım.

"Atlas..Konuşmamız gerek." Benim ağladığım her tonundan belli olan sesim ahizenin diğer ucundaki Atlas'a ulaşırken onun benim böyle bir halimi beklemediğini kararsız ve panik duygusu taşıyan sesinden anlayabilmiştim.

"Azra bir şey mi oldu neden ağlıyorsun!" Panikleyen ve gittikçe hızlanan nefeslerini işittikçe benim için böylesine endişelenen bir adamın dudaklarından çıkabilecek o kararın bizi bitirebileceği gerçeği zihnimde geri dönülemez bir biçimde yankılarını buluyor, etkilerini en ağır şekilde düşüncelerime bırakıyordu.

"Bize gelsene orada konuşalım.Yarım saate evde oluruz biz de." Derin bu cümlemle mesajı almış ve ayaklanmaya başlamıştı.

Hastanenin otoparkına ilerlerken bir kelime bile konuşmayan Derin beni kendi içsel çekişmelerimle mücadele etmem için rahatsız etmemeye uğraşıyordu.Bir an olsun kolumdan çıkmayan ve desteğini esirgemeyen Derin en güvenli ve kısa sürede Etiler'deki öğrenci evimize gitmemiz için çabalıyordu.

*****

Derin'in arabası oturduğumuz apartmanın önünde durduğunda Atlas'ın çoktan gelmiş olduğunu farketmiştik.

Arabanın camından çakışan gözlerimiz sözsüz duygu diyaloglarına başlarken elalardaki endişe metrelerce öteden bile belirgindi.Endişeli bakışlarını çekip hızla arabadan inen Atlas bize doğru gelmeye başlamıştı.Yolu öyle hızlı arşınlamıştı ki o yanımda bittiğinde ben arabadan daha yeni çıkmıştım.

Kollarıma yapışan güçlü elleri bedenimi bedenine perçinlerken kuzguni siyah saçların çevrelediği yüzü ve sert hatları şuanda sinirlenmenin eşiğinde olduğunu bana yansıtıyordu.

"Ben daha fazla delirmeden önce ne oldu anlatacak mısın Azra?" Sert hatlarına nazaran daha sakin bir öfkeyi barındıran sesi kendini dizginlemek için epey çaba harcadığını belli ediyordu.Onu böyle görmeme sebep olduğumu bilmek içimden kendime küfürler etmemi sağlasa da benim esas endişelendiğim konu birazdan takınacağı ruh haliydi.

"Eve geçelim her şeyi anlatacağım bizim büyük bir sorunumuz var." Benim dolan gözlerime kızgın bakışları dalgalanan Atlas bir anlık yumuşama gafletine düşse de öfkesini hatırlayıp tekrar sert mizaçını takınmıştı.

"Benim kafayı sıyırmama sebep olacaksın anlat artık şunu!" Atlas'ın neredeyse bağıran ses tonuna karşın en başından beri sessiz bir şekilde bizi izleyen Derin araya girmiş ve benim akmak için fırsat kollayan gözyaşlarımın arasından Atlas'a bir dur demişti.

"Bak bugün Azra yeterince gerildi eve geçelim her şeyi anlatacak sana zaten sadece biraz sabır." Atlas güçlü bir nefesi bünyesine çekip geri verdikten sonra yaptığı tek şey olumlu anlamda başını sallamak olmuştu.

Denizkızı (Tamamlandı)Where stories live. Discover now