Laz Oğli

9.Part

Aybars onu görmezden gelirken Zühre sinirle, "Kalk." dedi ve karnımın ortasına yumruğunu geçirdi, kendimi sıkamadığım içinse şiddetli bir ağrı saplandı karnıma, karnıma vurduğu yumruğunu sıkıca tutarak gözlerine baktım ama olduğundan fazla sinirliydim.

-Rahat bırak beni.

-Üzgünüm bundan sonra sana gram rahat yok.

-Tamam şimdi bırak beni sonra uğraş, dedim yumruğu halen avucumun içindeydi.

-Kalk, dedim sana ayrıca ben köye falan gelmem, dediğinde sertçe çektim ve üzerimden alarak yatağın diğer tarafına yatırdım.

-Ya şimdi uslu bir kız gibi çeker gidersin ya da burada yanımda uyursun ve ben uykumu alınca konuşuruz.

-Uyutmam seni Allah'ın belası kalkacaksın, dedi ve bu kez dizini sertçe yukarı çekerek boşluğuma vurdu.

-Allah senin cezanı versin, dedim ve yatakta doğruldum.

-Nenen ikna olana kadar bekleyecek vaktim yok benim.

-Pazarlık yapacak durumda değilsin.

-Babam eğer hastaneden ev yerine hapishaneye dönerse iki dünyayı bir araya getirsen de seninle evlenmem.

-Benim için çok önemli değil benimle evlenmen senin çıkarına o yüzden suyuma gitsen iyi edersin, dedim ve ayağa kalktım onunla aynı yatağın üzerinde oturma düşüncesi bile tüm kaslarımın gerilmesine yetiyordu, arkamı döndüğümde hayıflandığını gördüm artık o mağrur başı eskisi kadar dik değildi bir nebze de olsa hüzün vardı gözlerinde, lanet olsun ki o bakışların altında eziliyordum aslında istediğim onu böyle hatta daha hazla zarar görmüş olarak görmekti ama yapamıyordum lanet olsun ki bu beni de üzüyordu.

-Yarın hazırlan sabah saat dokuzda Trabzon'a uçacağız, biz oraya ulaştığımız saatlerde baban da mahkemeye kadar tutuksuz yargınlanmaya başlayacak avukatıma gerekli talimatı vereceğim, unutmadan bunu ne kendini bir halt sanan baban için yapıyorum ne de senin gibi aşağılık bir kadın için yapıyorum sadece annen için...

-Allah razı olsun ama senin acımana ihtiyacımız yok bizim, dedikten sonra bana olan muhtaçlığını anımsayıp sustu onu böyle görmek hoşuma gitmiyordu.

-Bitti mi artık uyuyabilir miyim?

-Uyu uyu pislik herif gecelerini gündüzlerini zindana çevireceğim nasılsa bir daha bu kadar rahat uyuyamayacaksın, dedi ve her zamanki tavrını takınarak çıktı odamdan sonra da evden bu saatte taksi bulamayacağına emindim, Allah'ım beni almalısın diye kendime söylenirken paralel hattan güvenliği tuşladım onu bırakmalarını istedim ardından yattım fakat uyumak ne mümkündü...

********************

Sabah saat yedi buçuk gibi kalktım ardından kahvaltıya inerek masaya oturdum çayımı içmeye başlarken telefonumu aldım ve kızıl şeytanın numarasını tuşladım, üç kez çalmanın sonunda karşı taraftan açıldığında ilk konuşan ben oldum.

-Günaydın müstakbel karıcığım.

-Karın kadar başına taş düşer inşallah, ne var?

-Saat dokuzda uçakta ol.

-Beni gelip buradan al, tek başıma gelmiyorum.

-Gelirsin gelirsin.

-Gelmiyorum, sen nasılsa nerede olduğumu biliyorsundur eminim istihbaratın sağlamdır, dedi ve yüzüme kapattı telefonu, hey güzel Allah'ım bir bilse onunla evlenmeyeceğimi o zaman ne olurdu kim bilir, sırf zorunlu kaldığını düşündüğü için belli ki bela olmaya kararlıydı.