"Bence de Funda teyzecim.Hem Poyraz cidden kötü bir çocuk değil.Azra hemen konuşup gelir şimdi." Derinkuşum'un beni desteklemesinden başka aksi bir durum beklenemezdi zaten.

Atlas'a dönüp baktığımda ise hala gergin bedenini tutmakta zorlanmakta ve sert çehresine daha kızgın bir ifade eklemekte olduğunu görmüştüm.

"Ben hemen konuşup geliyorum.Gereken neyse diyeceğim zaten.Kavga yok tamam mı Kaptan?" Mavilerimi kararlı bir şekilde diktiğim elalar kavrulan lavların coşkusunu bir gram söndüremese de istemeyerek de olsa başını kıpırdatışından onayladığını anlamıştım.

Salondan çıkarken sırtımda hissettiğim bakışlar bedenimi karıncalandırsa da bir kavganın çıkmamasına sevinmiştim.Poyraz'la hemen konuşup gelecektim ve bu mesele de böyle olaysız bir şekilde kapanacaktı.

Geniş holde ilerlerken girişte beni bekleyen Poyraz'ı uzaktan da olsa görebilmiştim.Sırtı dönük bir şekilde girişteki pencereden dışarıyı izliyordu.

Yaklaşan ayak seslerimden anlayarak hemen arkasını döndü ve meraklı bir ifadeyle bana baktı.Her daim yüzünde yer edinen keyif pırıltıları ve gözlerindeki muziplik yerini endişeye bırakmıştı.Poyraz gibi hayattan nasıl keyif alması gerektiğini bilen ve mutluluğu kendine hayat felsefesi haline getiren birini bu denli sıkıntılı görmek beni de fazlasıyla üzmüştü.

"Azra?" Bedenini bana döndüren Poyraz'ın dudağımdaki yaraya gözünün takılmasıyla kaşlarını çatması bir olmuştu."Sana bunu yaptıklarına inanamıyorum.Hepsi benim suçum." Öfkeli çıkan sesinin içindeki öfke kırıntıları bana küçük bir çocuğu hatırlatmıştı.

Poyraz gerçekten çok değerli bir insandı ve bu konuda onun bir suçu olduğunu kesinlikle düşünmüyordum.Çünkü biliyordum ki böyle bir evliliğe o da fazlasıyla zorlanıyordu.

"Saçmalama senin bir suçun yok.Sadece ailelerimizin bizden habersiz yaptıkları planların kurbanları olduk." Benim ılımlı cevabıma karşılık yüzündeki değişmeyen ifadesiyle hala kendini fazlasıyla suçladığını hissediyordum.

"İnan bana senin bu kadar üstüne gidebileceklerini bilseydim en azından tahmin etseydim engel olmak için elimden gelen her şeyi yapardım." Onun bitik haline bakarken içimin acıdığını hissettim.

Babamın yaptığı vicdansızlığı neden kendi üzerine alıyordu ki?Hem tokatı babam biricik karısına yapılan hakareti hazmedemediği için atmıştı.Poyraz'la birazcık bile olsa alakası olduğunu düşünmüyordum.

"Dediğim gibi Poyraz senin bir suçun yok bu konuyla ilgili.Ben biraz çeneme hakim olsaydım olmazdı zaten böyle bir şey.Hem sen burada olduğumu nereden biliyordun?"

Bana 'Bu soruyu gerçekten sordun mu?' ifadesiyle bakmıştı.

"Böyle bir olayda Atlas'ın seni yanına alıp korumak isteyeceğini biliyordum.Hem evlilik kararı aldığınızı da öğrendim.Böyle bir durumda seni yalnız bırakması zaten mümkün değil.Bu arada tebrik ederim." Poyraz'ın gözlerine kadar ulaşmasa da samimi bir şekilde gülümseyen ifadesine ben de gülümsedim.

Fakat gülümseyince dudağımın kenarındaki yaranın tekrar acımasıyla yüzümü buruşturdum.Acıyan ifademi farkeden Poyraz sanki acısını almak istercesine elini yanağıma götürmek istediği sırada öfkeli bir ses kulaklarımızı doldurdu.

Denizkızı (Tamamlandı)Où les histoires vivent. Découvrez maintenant