On Üçüncü Bölüm: Büyük Sürpriz

461 21 4
                                    

Gözlerimi kapatmaya çalışıyorum, çalışıyorum, çalışıyorum... faydası yok...

"Uyuyamadın hâlâ dimi?" dedi içimdeki bir ses.

"Kes sesini be! Yatmaya çalışıyoruz şurada, ondan sonra da uyutmayıp gıcıklık yap anca!" diye fısıldadım.

Gözlerimi sımsıkı yumdum. Yutkunmaya başladım. Susamıştım her hâlde.

Yatağımdan kalktım ve terliklerimi giydim. Yumuşacık olduklarından, ayaklarımı sıcak tutuyordu. Ginny halam hediye etmişti bunları... doğum günümde...

Yatağında mışıl mışıl yatan kızıl saçlı güzel kıza baktım. Gençken çok güzelmiş gerçekten. Ama Harry eniştem, onunla sevgili gibi görünmüyor şimdi. Dost gibiler, ama halam çok hoşlanıyor, belli...

Anneme baktım, gözlerim aniden doldu. O da çok güzelmiş, fotoğraflarını görmüştüm gerçi... ama şimdi de dostum, annem olarak da... babam da öyle... ama annemin işlerinde çok yoğun olsa da bana ve Hugo'ya her zaman vakit ayırırdı...

Malfoy'un da dediği gibi, babası, annesini aldatmış gibi bir his veriyordu... Annem ise babamı aldatmış, kandırmış gibi hissediyordum nedense... sanki onun annesi ile benim babam oyuncaktı, annem ile babası ise onlarla oynuyor gibiydi...

"Sizi çok özlüyorum..." dedim yine de... o benim annemdi...

Ağlamaya başladım. Gözlerimi silip, mutfağa gitmek için kendimi zorladım. Yatağımdan güçlükle kalktım ve kısa kollu tişörtümün üstüne ceketimi giydim.

Yatakhaneden ayrıldım.

Hermione 

"Olamaz!" diye bağırdım.

Draco, yanıma geldi ve telaşla bana baktı, "Ne oldu?" diye sordu.

Ağladım. Kızım için mi, yoksa onun için ağlayan Hugo'ya, Ron'a, Molly'e, George'a, Ginny'e, kuzenlerine mi, hâlâ bir çare olmadığına mı?...

Ya da, kızımın gerçekleri öğreneceğine mi?

Draco, önce ekrana baktı: Bir şey göremeyince bana baktı tekrar. Suratım, ona her şeyi anlatıyor muydu bilemiyorum, ama her şey üstüme geliyordu: Kızımı özlüyordum, Hugo'yu, kocamı ve ailemi ihmal ediyordum...  Bakanlık'tan kısa bir süreliğine ayrılmıştım, işim umurumda bile değildi. Kızımı bulmak ve geri döndürmek için hiçbir şey bulamamıştım. Nasıl bir anneydim ben?!

"Hermione, ne oldu?" diye sordu tekrar.

"Draco," dedim ve ona döndüm. Mavi-gri gözlerine ciddi bir ifadeyle baktım, "Kızım ve oğlun her şeyi öğrenebilir!"

"Neyi?" dedi tek kaşını kaldırarak.

"Sen bunu biliyorsun." dedim ciddi ciddi. Anlamamış numarasını çekemezdim.

"Ha, anladım. Nereden biliyorsun ki? Konuştuklarını mı duydun?" korkuyordu.

"Evet, bak, hatta bu akşam! Gel, sana göstereyim!" dedim, hızlıca kürenin yanına gittim. Peşimden geldi ve küreyi geriye aldığımı görünce, korkudan gözleri kocaman açıldı. Gözlerini yumdu ve izledi.

"... Sana bir şey söyleyeceğim zaten..."

"Ne söyleyeceksin?"

"Babam ve senin annen... babamın...babamın günlüğünde annenle ilgili şeyler yazılı-"

"Sus! Öyle bir şey yok! Annem, babamı seviyor ve onlar böyle evlendiler! Hayır... hayır!"

"Bunu sende biliyordun ve benden sakladın! Sanki ben çok mu rahatım! Annemin aldatıldığını düşünüyorum!" 

Scorose: Geçmişe YolculukUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum