Mum Alevi

136 25 4
                                    

Rıhtıma vardıklarında nehir cesetlerle doluydu. Karanlık nehri gökyüzündeki suni şimşekler aydınlatıyordu. Sözleşmişcesine kırılmış fakat rıhtım kazığına birkaç çiviyle tutunan tahtaya uzandılar. Tahir suya girerken soğuğu tüm hücrelerinde hissetti,Rusların gittikleri yerlere soğuklarını da götürdüğü düşüncesi mantıksızlık bendini yıkıp akın akıp vücuduna yayıldı.
Şimdi ise bir yandan nehir içerisinde yüzüp, zaman zaman nehir kıyılarına kadar gelen Sovyet ve Nazi askerlerinden saklanmak zorundaydılar.
Gölge alanlardan yavaşça süzülerek gitmeye çalışırken ağızlarından tek bir kelime dahi çıkmadan ilerliyorlardı. Yıkıntıların kapatarak küçük bir gölet oluşturduğu yerden geçtikten sonra sessizliği bozan Bernt oldu "Teslim olmak için.. "

Tahir Bernt'in konuşup konuşmadığından emin olamayarak sordu

"Ne dedin ?" 
"Konuşurlarken duydum.. Amerikalılara teslim olmak için yarma harekatı düzenlenmiş"
"Bu savaş bittiği ..."
Tahir cümlesini bitiremeden Bernt , olabilecek en yüksek kısık sesle haykırdı:
"Evet kahrolası, buradaki insanlar, sırf diğerleri kaçabilsinler diye ölüyorlar...Dün onbeş yaşında bir çocuk öldü yanımda... çocuk"

Sinirden yüzü kıpkırmızı olmuştu. Bernt'in kaçma planını sorgulamadan, Tahir'in peşinden gelmesinin nedeni daha iyi anlaşılıyordu."Ben bir amaç uğruna buradayım dostum HAYIR!.. Ben bu kadar kolay ölmeyeceğim!" Sesi iyice yükselmişti, Tutundukları kalasa serçe bir yumruk patlatarak devam etti:
"Hepinize göstereceğim.. Stalin'in köpeklerine de göstereceğim... " Artık iyiden iyiye bağırmaya başlamıştı. Nehir kanalının etrafından birisi geçiyorsa muhakkak duyacaktı. "STALİN ! SENİ BEN GEBERTECEĞİM!"

Tahir ileride bir gölgenin ayağa kalktığını seçebiliyordu. Bernt'in sesini duyduğu ama nehirdekileri seçemediği belliydi.
"Kes sesini"
Bernt ,Tahir'in işaret ettiği yöne bakınca birinin kendilerine doğru koştuğunu gördü. Aceleyle tabancasına uzandı fakat çok geçti. Onları farkeden asker çoktan ateş açmıştı. 
Az önce sağ omuzunda sinek ısırığı gibi hissettiği yeren ılık ılık kanlar aktığını farketti Tahir.Kendisini vuran asker ikincisini ateşleyemeden Bernt'in silahından çıkan kurşun ile nehire düştü, ancak bu cesetler kervanına katılmak yerine Bernt ile boğuşmaya ve avaz avaz bağırmaya başladı.

Sovyet askeri belindeki kamayı çıkarmış bir eliyle Bernt'in silahını tutatken bir yandan bıçağını savuruyordu.

"Bırak şu bıçağı lanet olası" diye inledi Bernt. Tutundukları kalasın duvarlara çarpmasıyla nehrin ayrı kıyılarına savruluyorlar dengesizleşen akıntıda çırpınıyorlardı.

Tahir, Luger P08'ini çıkarmış bekliyordu ancak karanlık ve bu kadar uzakken arkadaşını vurmak işten bile değildi. Kulaç atmaya başladı.
Nehrin hızlandığı yerde ikisi birden suya batıp kayboluyorlar sonra tekrar yüzeye çıkıyorlardı , Tahir suya düşen yansımalardan ve gölgelerden onları seçmeye çalışıyor ancak başaramıyordu zaten ateş etse bile , nehrin sallantısı, yansıma ,karanlık ve daha birçok etkenden nereyi kimi veya neyi vuracağı belli değildi.

Ağaçların gölgelerinden kurtulup şimdi ay ışığının aydınlattığı, boş alana geldiklerinde Tahir, Kendisinin belki iki katı olan bu iri Soyvet askrine karşı Bern'in dayanacak gücünün kalmadığını gördü.Dalıp  suyun altına dalıp yüzmeye devam etti. Suyun altında bildiği bütün duaları okuyor bulanık suda gözlerini açmanın verdiği acıyla boğuşuyordu.
Çenesine çarpan ayağı farkeder etmez su yüzüne çıkıp tetiğe bastı... Ses, nehri çevreleyen duvarlarda yankılandı.. Ceset, biraz önce verdiği mücadelenin tersine usulca, huzurlu bir gölde yüzercesine suyun dibine çekildi.

 Ceset ikilinin arasından çekilir çekilmez , Bernt'in dehşetle bakan yüzü göründü gözleri faltaşı gibi olmuş, yüzü ise biraz önce boğuştuğu rakibinin beyniyle sıvanmıştı.
Yüzündeki beyin parçacıklarını eliyle silerken tiksinmiş bir edayla ;
"İğrençsin" dedi

TIGER 1-Kurt YürüyüşüDonde viven las historias. Descúbrelo ahora