such a young love:

1.2K 193 21
                                    


••

Minyyungi: Dostum, gerçekten ne dediğin hakkında en ufak bir fikrim bile yok.

Minyyungi: Hafızam, sarhoşken birilerini hatırlama konusunda pek iyi değildir.

Minii: Yalan söylüyorsun Min Yoongi.

Minii: Bana nasıl baktığını dün gibi hatırlıyorum.

Minii: Gözlerini gözlerime dikişin bile, beni unutmayacağını sayıklıyordu.

Minyyungi: Bak, belli ki bana aldanmış birisin. Hayatına öylesine girip öylesine çıktığım için üzgünüm ama kendimi değiştiremem tamam mı?

Minyyungi: Seni hatırlamıyorum. Hepsi bu.

••

Yoongi, bir yandan titremesini kontrol etmeye çalışıyor bir yandan da koltuğa fırlattığı telefonunun ekranını gözetliyordu.

Neden çıkmıştı ki karşısına?

Neden, kendini alıştırması yıllarını almışken çekip almıştı yine tüm ruhunu?

Parmaklarını endişeyle siyah tutamlarına geçirmiş ve dizlerinin aşağı yukarı sallanmasına izin vermişti.

Park Jimin,

Onun çocukluk aşkıydı.

Park Jimin,

Ona bir veda bile etmeden giden insandı.

Park Jimin,

Üç yıl öncede, Min Yoongi'yi tanımamıştı.

Ve Park Jimin,

Siyahlıda, asla kapatamayacağı yaralar bırakmıştı.

••

İşleri karıştırdım mı bilmiyorum ama birden aklıma geldi işte sşflslld

Tek düzelikten çıkarmak istedim:")

Anlamadıysanız, sorabilirsiniz<

Juke box • YoonminWhere stories live. Discover now