K.R.S- 6.BÖLÜM

9.5K 588 159
                                    

*Mültimedyada Nehir giyeceği elbise!*

*DÜZENLENİCEK!*

*ÖNEMLİ OKUYUN: İlk beş bölümü demem gibi düzenleyip ilavler yaptım fakat o kadar yoğunum ki hep tetik üzerinde takılıyorum yahut yazıyorum... bu nedenden dolayı bu bölümde dahil hiç bir bölümü düzenlemeye almayacağım! Hikayem bitince alacağım ve bunda düzenlemeyeceğim. Nasıl yani? Dediğininizi duyar gibiyim... şöyle ki ayrı bir hikaye açacağım ve yavaş yavaş düzenlediklerimi ona aktaracağım ve tüm her şey bitince bunu yayından kaldırım onu yayımlayacağım. Hem daha mantıklı hem de yorucu olmayacak.

Eee o zaman bu ve bundan sonrakiler malesef düzgün değil, yazım hataları, anlam bozuklukları ve saçma cümleler... dolu olabilir inanın ilk zamanlar baya bir yanlışlar yapıyormuşun zaten son bölümler ve ilk beş bölümdeki farkı göreceksiniz. Bu yüzden okumaya devam edin ve bırakmayın.

O dedeğim düzenlemeyi şimdiden başlayacağım zaten ilk beş hazır diğerlerinide yavaş yavaş yaparım ve bu gidişle üç ay sonra yaparım... hem bu sayede sizde artık yeni bölümlerden maruz kalmazsınız...*

İYİ OKUMALAR!!

-

Rahat bir uyku çektikten sonra kolaylıkla uyanmıştım, ilk kez bu kadar dinlenmiş hissediyordum kendimi sanki tüm bedenim yorgunluktan arınmış gibiydi.

Dün gece Kuzey'le konuşmalarımız aklıma gelince dudaklarımın yukarıya doğru kıvrılmasına engel olamıyordum.

Elimi ağzıma götürüp güzelce esnedikten sonra yataktan doğrulup hafiften perdeyi açarak dışarıya bakmıştım. Hava hafif rüzgarlı gözüküyordu... Başımı pencereden çekip gözlerimi yatakhanede dolaştırdım hepsi hâlâ uyuyordu, saatin kaç olduğundan haberim bile yoktu.

Çıplak ayaklarımı soğuk zeminle buluşturup yataktan yavaşça kalmıştım, yavaş kalmama rağmen dönen başımla yanımdaki gardıroba tutunmuş bir elimle ise şakaklarımı ovuyordum.

Bir kaç dakika böyle durduktan sonra paytak paytak odadaki lalavaboya geçip rutin işlerimi hallederek geri dönmüştüm. Hazırlanmak için vücudumda güç bulamadığımdan ilk olarak yatağımı toplayıp telefonumla biraz takılmaya başlamıştım. Saat henüz 6:30 bu kadar erkenden ve bu kadar dinlenmiş bir şekilde nasıl kalktığıma hayret ediyordum fakat hâlâ ruhum uyuşuktu, ne kadar dinlensemde ruh yorgunluğum dinmiyordu.

Bu hafta vize haftası olduğu için pek fazla telefonla takılmayı tercih etmiyordum, yerimden kalkarak gardırobuma yönelmiştim.

Lacivert renk slim pantolonumu alıp onun üzerine krem renginde bol salaş kalın kazağımı alıp lavaboya girme zahmetinde bulunmayıp bir çırpıda yatağımın yanında değiştirmiştim üzerimi, ayakkabı olarak ise bana göz kırpan yünlü hafif bilek kısmı bol olan krem botlarımı hiç düşünmeden ayaklarıma geçirmiştim.

Saçlarımı güzelce taradıktan sonra yüzüme hafifce makyaj yapmış lacivert renkte sırt çantamı almış içine muhasebe ve türk dili ders notlarını koymuştum. Yatağın üzerindeki telefonuda araka cebime koyup yatakhaneden fazla ses çıkartmadan çıkmıştım.

Doğru karşı fakültede olan kütüphaneye gitmiştim, bu saatte hem sessiz hem de az kişi olduğu için derslere iyi çalışa bilirdim zaten muhasebe dersinden hiç bir halt anlamamıştım büte kalmazsam iyidir diğe düşünmeden edemiyordum.

İçeride az tefek insanlar vardı ve nedense ruhuma huzur dolmuştu. Kitap kokan bir kütüphane, kahverengiyle döşenmiş masalar duvarlar ve kitaplıklar, tüm dış duvarı kaplayan boydan devasa pencere ve cama çarpan yağmur taneçiklerine eşlik eden rüzgar sesi.

KAYBOLMUŞ RUHLARIN SENFONİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin