Alıntı 2

15.7K 778 87
                                    

Йой! Нажаль, це зображення не відповідає нашим правилам. Щоб продовжити публікацію, будь ласка, видаліть його або завантажте інше.



İmzaya son iki gün!  Bu pazar günü 12:00de herkesi bekliyorum. Gelmezseniz küserim bak, çıkın çıkın gelin. Bana da sevginizi getirin, ben öyle yapacağım da... <3


Gelelim alıntılarımıza...

***

Her yerim ağrıyordu. Bütün gece ayakta durmaktan ya da her ne nedenden dolayıydı, bilmiyorum. Baldırlarım taş kesmiş gibiydi ve akşamdan kalma sıfatına kesin bir şekilde uyuyordum.

"Manzaran güzel mi tatlım?" Devrim kalçasını karavanın minik tezgahına dayayarak bana döndüğünde elimi çeneme yaslamış onu izlerken yakalandığımın farkında olsam da buna aldırmadım. Manzaram mı? Muhteşemdi. Devrim sadece bir eşofmanla duruyordu. Bunu beni deli etmek için yaptığına dair ciddi şüphelerim vardı. Saçları yeni uyandım der gibi karmakarışıktı ve parçaları birleştirdiğimde, ortaya benim güzel adamım çıkıveriyordu.

"Manzarama bayılıyorum," dedim onu aheste aheste izlerken. "Manzaramın mutfakta bana bir şeyler hazırlamasına da bayılıyorum."

Devrim'in yüzünde tuhaf bir sırıtış belirdi ve elindekileri tezgaha bırakıp yanıma geldi. Dudaklarıma sanki daha dün gece onlarla haşır neşir değilmiş gibi açlıkla bir öpücük kondurdu. Ardından ben ona uzanamadan tekrar işine döndü.

"Ama bu yaptığın haksızlık," diye söylendim saçlarımı toplarken sersem bir şekilde. Bazen bir öpücükle bile beni dağıtmayı başarıyordu.

"Asıl haksızlık, sen orda o anlamlı bakışlarla beni izlerken benim hiçbir şey yapamıyor oluşum." Bana göz kırpıp masanın üstüne tabaklarımızı yerleştirdi ve kahvaltılıkları da getirdiğinde karşıma kuruldu.

Çay bardağını önüme iterken "İç," diye buyurdu. "Kendine gelmen lazım."

Emrine uyarak sıcak çayın beni uyandırmasına izin verdim. Ardından sevdiğim adamın benim için hazırladığı kahvaltıya yumuldum.

               ***

"Sürekli seyahat etmeye o kadar alıştım ki burada ne yapacağımı hiç bilmiyorum."

Elimdeki kupadan bir yudum aldım ve iç çektim. Orayı da özleyecektim. Sanki bir yanım orada kalmış gibi hissediyordum.

"Düğünden sonra bir Türkiye turu yaparız güzelim." Devrim omuzlarımı sıkarak beni gevşetmeye çalıştı. Onun benim gibi alışma sorunları yoktu. Girdiği ortama anında uyum sağlıyordu ve Heslington'ı çoktan unuttuğuna dair bahse girebilirdim. Bir keresinde bana, "Sen neredeysen benim yerim orası," demişti. Bu fikre bu sözlerden sonra varmıştım. Yanımda olduğu sürece nerede olduğunun bir önemi yoktu ve bu harika hissettiriyordu. Gerçi Devrim'in bunu yapmadığı tek bir an bile yoktu.

"Düğünden sonra dedem şirkette işe başlamamı istiyor," diye açıkladım oflayarak.

"Balayı denen bir şey var canım."

Kahkaham denizin ortasında yankılandı. "Evleneli bir yıl olacak neredeyse, hangi balayından bahsediyorsun?"

Ağır spoi içerse de, dayanamadım attım valla. Aklınızda birkaç şey netlik kazanır böylece. :)

Bu arada herkesi GÖKKUŞAĞI adlı hikayeme de bekliyorum

Йой! Нажаль, це зображення не відповідає нашим правилам. Щоб продовжити публікацію, будь ласка, видаліть його або завантажте інше.

Bu arada herkesi GÖKKUŞAĞI adlı hikayeme de bekliyorum. Kütüphanenize eklemeyi unutmayın. <3

TAN ATEŞİ (KİTAP)Where stories live. Discover now