Bölüm 12 - Geçmiş ve Gelecek

57.4K 2.4K 254
                                    


Merhabaa! Bölüm Cumartesi gelmeliydi evet ama Bursa Fuarı vardı bildiğiniz gibi ve ben Şule ve Emine'yi eve attığım için bölüm yazamadım. O yüzden kusura bakmayınız lütfen. <3 

Bu arada Tekirdağ'da olanlar için bu imza günü afişini şuraya bırakıyorum efendim. 

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bölüm Şarkısı: Adele / Million Years Ago

12. Bölüm

Yeni bir gün... Yepyeni başlangıçlar... Daha uyandığım anda bugünün sıradan gün olmadığının farkındaydım. Dün yaşananlar taptaze görüntüler şeklinde, zihnimin gerilerinde sanki sürekli oynatma tuşuna basılıyormuş gibi canlanıyor ve beni uyarıyordu.

Bugün, Cemre için farklı bir gündü. Tekrar bir amaç uğruna nefes almaya başlayan bir kızın günüydü bu. O amaç ise Devrim'den intikam almak dışında bir şey değildi. Üstüme alenen oynayan Devrim artık karşısında o zayıf, ona tapan kızı bulamayınca bakalım ne yapacaktı. Dün gece yatağımda ağlayarak oldukça uzun bir zaman geçirmiştim ve vardığım sonuç kesinlikle şuydu: Devrim benim bu halimden kendini sorumlu tutuyordu ki kesinlikle haklıydı ve buna bağlı olarak da vicdan azabı çekiyordu. Beni düzeltmek, eski halime döndürmek istediğini kendi ağzıyla söylemişti ve bunu başarana kadar rahat bir nefes alamayacağı yüzünden belliydi. O halde geriye tek bir seçenek kalıyordu. Onun bunu yapamamasını sağlamak... İstediği kadar benimle uğraşabilirdi, bu konuda yapabileceğim bir şey yoktu ama onun oyununda işini elimden geldiği kadar zorlaştıracaktım ve Devrim'e dünyanın kaç bucak olduğunu göstermekten de büyük bir keyif alacaktım.

***

Aynadaki yansımam, uzun bir süreden sonra bana tanıdık olmayan bir simayı andırıyordu. Sabah erken kalkmıştım ve banyoya girerek kendime güzel bir terapi yapmıştım. Bundan keyif aldığım söylenemezdi ama gerekli olan şey buydu. Ben hala hayata karşı aynı duruşa sahip olan insandım ve değişen tek şey amacımdı. O yüzden buna sadık kalmak için yaptıklarım çok da mühim değildi. Oynamam gereken bir rol vardı.

Kişisel bakımımı yaptıktan sonra banyodan çıkıp saçlarımla da bir hayli uğraştıktan sonra görüntümün ideal olduğuna karar verip günlük bir kıyafet seçtim ve kahvaltı için kimse beni zorlamadan aşağıya indim. Dedem yemek masasına oturmuş elindeki gazeteyi okuyordu ve hizmetlilerden biri de çayını tazeliyordu. Beni gören ilk kişi o oldu. Gözleri yuvalarından fırlamış gibi bana baktı ve nefesini tutarken az kalsın çayı dedemin yeni ütülenmiş takımının üstüne döküyordu.

"Biraz dikkat etsene kızım."

Dedemin aksi sesi onu uyardığında olduğum yerde dikilmeye bir son verip ilerledim ve dedem beni görmeden hemen önce "Günaydın," diye seslendim. Sesim dümdüz, heyecansız ve sıradandı. Elimden ancak bu kadarı geliyordu ama yine de bu, istediğim etkiyi yarattı.

TAN ATEŞİ (KİTAP)Where stories live. Discover now