K.R.S- 1.BÖLÜM

35.4K 1.3K 934
                                    

*Mültimedyada yeni ismiyle olan tanıtım filmi mevcuttur!*

ÖNEMLİ NOT: HİKAYENİN İSMİ DEĞİŞMİŞTİR.

-

Yaşamım boyunca nice insanlar tanımıştım; nice bağlılıklara, vefalara, öfkelere tanık olmuştum. İnsanların iyiliklerini görmüştüm. Kalıcı bir sevginin olamayacağını öğrenmiştim..


Buz gibi keskin soğuk yüzüme çarpıyordu, ağaçların hışırtıları gecenin sessizliğini bozuyordu. Her yer karanlık yalnızca dolunaydan dönen ayın yaydığı ışık vardı. Köpek uğultuları arada bir beni korkutmuyor değildi.

Gördüğüm manzarayı unutmak için kendimi Beykoz sahiline atmıştım her zaman deniz kokusu bana iyi gelirdi. Gecenin sessizliğine ses katan köpek uğurtuları, kayalıklara çarpan dalga sesleri güzel bir hava yaratıyordu.

Saatlerce yürüdüğümü kesik kesik nefes alıp verişlerimden anlamıştım. Boş gördüğüm bankın oraya doğru sakin adımlarla yürüyüp oturmuştum. Arka cebimden telefonumu alıp saate bakacaktım ki 13 cevapsız çağrıyı görünceye denk. Hepsi Göktuğ'dandı geri arayacak değildim. Beni o kızla aldatmadan, birlikte olmadan önce düşünecekti.

Hala gördüğüm manzara gözümün önünden gitmiyordu. İlk defa tüm sevincimi onunla paylaşmak için yanına gidiyordum ve zile bastığımda Göktuğ'yu kaslı bedenini ortaya sermiş, siyah saçlarından damlayan su damlalarıyla yarı çıplak bir şekilde görmeyi en önemlisi ise arkadan 'Göktuğ gelen kim?' Diye soran bir kız sesi beklemiyordum.

Canım yanmıştı, gururum kırılmıştı. Fakat bu umrumda mıydı?

Hayır.

Umurumda değildi.

Bütün aramaları silip saate bakınca küçük bir şok yaşamıştım. Göz bebeklerim haddinden fazla büyüdüğüne yemin edebilirdim, saat 00:48 geçiyordu nereden baksanız 1 saat yürümüşüm. Ve bu saate kız başıma Beykoz gibi bir yerde yarıca sahilde tek başımaydım.

Hayır henüz kafayı yememiştim.

Hâlâ gözümün önüne Göktuğ şerefsizin bana yaptıkları geliyordu. Şuan benim yerimde başka bir kız olsa sular seller gibi ağlardı, intikam alma yollarına koyulurdu, ben öyle yapmazdım. Hak etmeyen biri için kendimi yıpratamazdım.

Zaten hayatıma giren hiç bir kişiye güvenmezdim ailem ve kan bağım olmadığı halde kardeşim diye bileceğim arkadaşım hariç.

Göktuğ'ya az da olsa güveniyordun da ne oldu? Göktuğ'yu sevmeyen tarafım yine kendini belli etmişti.

Doğru...

Güven öyle kolay kazanılan bir duygu değildi. O zaman niye insanlar bunu kazanınca hemen yıkma eylemine geçiyordu? Anlamıyorum.

Daha fazla bu konu hakkında düşünmek istemiyordum. Yeterince başımı ağrıtmıştı. Gerçi bende Göktuğ'yu ne zaman bu şekilde yakalayacağım diye bekliyordum. Benden istediğini alamayınca ihtiyaçlarını başka bedenlerde gideriyordu. Bilmek farklıydı görmek dahada farklıydı, bunu anlamıştım.

Aman ne kadarda sevilesi bir erkek diyerek devreye giren iç sesime hayali bir şekilde gözlerimi devirmiştim.

Başıma giren ani sancılarla elimi şakaklarıma koyarak sakin bir şekilde ovmaya başlmıştım. Fazla stres yaptığım zaman sürekli böyle oluyordu. Üzülmeye değmeyen insanlar için başımı ağrıtıyordum.

KAYBOLMUŞ RUHLARIN SENFONİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin