Beklemek İnsanı Yorar

227 105 14
                                    

"Beklemek hayalleri büyük olan insanları yorar"

20/11/1980

   İrlanda'dan Türkiye'ye olan yolculumuz tam üç gün sürmüştü. Yolculuğumuzun sonu Yozgat'ın Çandır köyünde son bulmuştu, burada bir ailenin yanına yerleşecektim aile varlıklı halk tarafından sevilen Müslüman görünümlü onlardan olmayı başarmış HİRİSTİYAN din kardeşlerimizdi, edinilen bilgilere göre burada bir imam varmış lisanı kuvvetli, halkı kendine bağlamış, onları dinlerine göre aydınlatmayı başarmış birisiydi.

    Benden istenilen görev ise halkın, imama olan güvenlerini sarmak ve halkı galeyana getirerek bu duruma son vererek onlardan intikamımızı almaktı. Arabanın yavaşlamasıyla yolculumun sonuna geldiğimizi anlamıştım etrafta çok insan yoktu sanki, gerçi geldiğimiz yer bir köy ben ne bekliyorum ki, evler harabe yığını çocukların ayaklarında bir ayakkabı bile yok çırılçıplak ayaklarıyla oyun oynuyorlar. Benimse üzerimde Paris'in en ünlü moda evlerinden olan paltom ve hakiki deri ayakkabım var ve tüm bu olanlara sahip olmama rağmen şöyle de bir gerçek var ki onlar bu yokluklarına bile göğüs gerip benden daha mutlu olmayı başarabilen çocuklardı.

    Araba durduğu an bizde Jack ile arabadan indik karşılaştığım ev, ev değil bildiğin konak bu da demek oluyor ki bu işte iyi para var zaten insanı en zayıf noktasından vuracaksın bunun içinde elinde bir güç olmalı böyle fakir bir köye böyle zenginlik yakışırdı fakir köylünün ekmeği olmasın da bir gör bakalım katliamlar nasıl baş gösteriyor fakat bunlar bu kadar varlıkla fakir olan köylüye galip gelemiyorlarsa beni de bu köye görevlendiriyorlarsa demek ki bu işte bir bit yeniği vardı bunu da bana zaman gösterecekti.

   Kapıdan hafif kilolu kısa boylu yüzünün tatlı bir siması olan kafasında tülbent olan bir kadın ve arkasından da kısa boylu göbeği ondan önce giden pos bıyıklı bir adam çıktı hemen bize doğru yöneldilip kendilerini tanıttılar.

-Hoşgeldiniz, hoş geldiniz uzun zaman oldu seni görmeyeli Jack nasıl geçti yolculuk iyi miydi ya

Jack söze girdi.

-Güzel ülkeymiş manzasına bayıldım aslında yolculuk keyifli geçti diyebilirim Hüseyin mi demeliyim yoksa.

Jack sonra kadına dönerek elini öptü

-Hiç değişmemişsin Rosalin hâlâ çok güzelsin yıllar bir tek sana ihanet etmemiş gibi duruyor.

-Şşş Jack bana burada öyle seslenme benim adım artık Ayşe bir duyan olabilir.

   Adam Jack'e doğru dönerek beni işaret eder gibi bakıp bıyık altından 'kız bu mu?' dedi. Jack ise evet anlamında başını saladı. Sonra söze kadın girdi .

-Neyse yorgun olmalısınız içeri girin içerde konuşuruz bunları hem acıkmışsınızdır da

   Merdivenlerden yavaş bir şekilde çıktım içeri girdiğimizde evde dikkatimi çeken ilk şey bakırdan yapılmış yerde duran bitki sulamak için kullandığımız suluk olmuştu desenleri çok güzeldi özel yapım olduğunu belli ediyordu sanki bir anlık merakle elime almak istedim

-Çok dikkatli ol o çok özel bir parça

Kadının sesiyle irkildim.

-Bitkiler için fazla gösterişli değil mi?

-Bitkiler için olduğunu kim söylemiş o bir abdest kabı

-Ab.. abdest mi o da ne?

-Müslümanların namaz kılmadan önce ellerini yüzlerini yıkaması gibi bir şey boşver sen bunları ben sana sonra bunları anlatırım hele bir karnımızı doyuralım acıkmadınız mı?

YÜSRA  #WATTYS 2022Where stories live. Discover now