7. bölüm

2.1K 159 34
                                    

Kağıtta bir yazı belirdi. “özlemişsin” yazıyordu.

Bu o’ydu. Bana küstü sanıyordum. Kırmıştım onu ama hala benimleydi. O özel olduğunu bir kez daha kanıtlamıştı. Kağıt aracılığı ile benimle iletişim kuruyordu.

Yazacak bir şeyler bulmalıydım. Ama ne?

“en son trip atmıyor muydun?” yazdım gülerek.

“o dündü, bugünde bugün. Benden kurtulmazsın sahte melez’im” yazdığında yüzümde salakça bir ifade vardı.

Her ne kadar gülümsemeyi yüzümden silmeye çalıştıkça daha da gülüyordum. Ve pişman olacağım o cümleyi yazdım.

“kurtulmak isteyen kim?” yazmıştım.

Tanrı aşkına Elizabeth! Neler yapıyorsun böyle! Birkaç dakika bir cevap gelmedi.

“doğrumu okuyorum? Yoksa zihnimin bana bir oyunumu?” yazdı sonunda.

Gülerek “zihnin sana oyun oynuyor” yazdım. Daniel’ e baktığım da hala uyuyor olduğunu gördüm. En azından yüzümdeki salakça sırıtışı görmüyordu.

“sana nasıl okuduğumu söylememiştim, yakalandın!” yazıyordu. Hay ben beynime neyse.

“hala beni izliyor musun gizemli yabancı?” yazdım ciddileşmeye çalışarak.

Cevap gecikmedi “sabah sana verdiğim tokaya bakıp gülümsüyordun ,bilmem izliyor muyum?” yazıyordu. Yanaklarımın kızardığını hissettim.

“ama sana toka çok yakıştı al senin olsun” yazdı hemen ardından.

“zaten benim! Birkaç ay önce kaybolan yastığımda sen de değil mi?!” yazdım öfkeyle.

Beni sinirlendiriyordu, mutlu ediyordu, üzüyordu. Tüm duyguları dorukta yaşamamı sağlıyordu. Keşke kim olduğunu bilseydim.

“ow sahte melez’im ne bu şiddet ne bu celal?” yazdığında gülmeye başladım.

“tabii ki bende ne sandın?” yazdı ardından. Sırıtışımı gizlemeye çalışırken yazılar silindi ve çizdiğim portre geri geldi. Birkaç saniye sonra profesör ursula yanıma geldi.

“Elizabeth iyi misin?” dedi tek kaşını kaldırırken.

“evet?” dediğimde herkes bize bakıyordu.

“peki öyleyse” dedi yanımdan uzaklaşırken.

Portreyi tamamlayacağım sırada resim yine gitti. “duydum ki akşam gittiğim için üzülünmüş?” yazıyordu. Göz devirdim. “yanlış duymuşsun gizemli yabancı” yazdım.

“umarım tekrar gelirsin çünkü ben sana gelemiyorum gizemli yabancı diyen bendim değil mi?” yazdı. Gözlerimi kıstım, o aptalca tavırlarımı da görmüştür kesin!

“artık cidden sapık olduğunu düşünücem” yazdım.  “bu dediğine kendin de inanamıyorsun” yazdığında umutsuzca başımı salladım. “neyse bunları okuldan sonra yüz yüze konuşuruz” yazdı ardından.

Yani akşam gelecekti. Pekala yüzsüzdü ama olsundu. Bu akşam katliamcılar da gelecekti. Normal olmayan hayatıma alışmıştım artık. kaderim buymuş demek ki.

Biraz dikkat ettiğimde herkes bana bakıyordu. Ne var? Ne? Kimse kendi kendine gülümseyemez mi? Aklıma bir şey geldi belki?

“dönün önünüze” dedim samimiyetten soğuk bir sesle.

O sırada zil çaldı, hemen kendimi bahçeye attım. Akşam katliamcı evime gelicekti ama bir şey bulamayınca giderdi değil mi? Gider ya niye gitmesin?

SAHTE MELEZWhere stories live. Discover now