Bir süre sessiz kalan Atlas sonrasında elimi sıcak dudaklarına götürdü ve nefesini içine çekerek öpücüğünü avucuma bıraktı.

Ruhumun en derinlerinde ve bedenimin en altlarında yankısını bulan bu hareket beni titretmişti.

Sonrasında yatağa tekrar yatan Atlas beni de yanına çekmiş saçlarımdan öpmüştü.Sıcak nefesini hissettiğim saç diplerim nefesini her dışarı verişinde ayrı ayrı tüm tel köklerine kadar uyuşuyordu.

"Şimdi iyiyim denizkızım." Ne kadar iyiyim dese de benim merakımı tatmin etmesi kesinlikle mümkün değildi.

"Rüyanda ne gördüğünü söylemeyeceksin değil mi?" Tamamen olumsuz kurduğum bu cümlede ufak da olsa bir umut kırıntısı bulunuyordu.

"Şimdi değil güzelim belki sonra." Sıkıntıyla çıkan sesine sadece kafamı sallamış cevap vermemiştim.Ama bu her neyse Atlas için önem arz ettiği belliydi.Şimdi değil ama sonra bunu mutlaka öğrenecektim.

Gizemlerin adamı Atlas Aladağ benden hiçbir şeyini saklayamayacaktı.

Cevabım onu tatmin etmemişçesine parmaklarıyla çenemi yukarı doğru kaldırdı ve gözlerinin içine bakmamı sağladı.Sonrasında bakışlarımda gördüğü şey her neyse yüzüne hafif bir gülümseme ekledi ve hemen ardından dudaklarıma sımsıcak bir öpücüğü hediye etti.

*****

"Güzelim." Yanağımda hissettiğim sımsıcak dudaklar ve her duyduğumda kalbimin bir sinek kuşu gibi atmasına sebep olan bu hoş ve tınılı ses sabaha uyanmak için harika bir başlangıçtı.

Gülümseyerek göz kapaklarımı açtım,sıkıca sarıldığım yastık ve sırtımda hissettiğim güçlü ve sıcak beden beni kendime getirmişti.

Yanağımda hissettiğim Atlas'ın burnu sanki beni tamamen içine çekmek istercesine kokumu bedenine hapsediyordu.Bu adam sabah sabah beni kalpten götürmek falan mı istiyordu emin değildim.Ama emin olduğum bir şey vardıysa da bu dünyada hissedip hissedebileceğim en güzel şeydi.

"Günaydın kaptan." Uykulu sesimle kaptan demem hoşuna gitmiş olacak ki gülüp beni kollarıyla daha bir sarıp kendine çevirdi.

Mavilerimle buluşan elalarının içi keyifle doluydu.

"Günaydın denizkızı." Ah bu tınılı ses yine içimi titretmişti.Hele ki Atlas'ın ciddi yüzünde nadir görülen keyifli ifadelerinden birisi varsa.

"Hadi hazırlan güzelim kahvaltı yaptıktan sonra denize girelim." Cümlesiyle şaşkınlıktan gözlerimi açmıştım.

"İyi de üşümez miyiz?" Eylül ayının sonundaydık ve havalar şimdiden serinlemişti.Ben bir de hassas bir yapıya sahiptim.Kesin çok üşürdüm ve her tarafım soğuktan morarırdı.

Benim ifademde her ne vardıysa gür bir kahkahayı bedeninden salan Atlas hemen ardından kısılan gözlerinin elalarıyla konuşmaya başladı.

"Ben seni ısıtırım denizkızım." Bu sımsıcak bir o kadar da ima barındıran ses içimi titretmişti.Sonra aklına gelmiş gibi kaşlarını çattı ve ciddiyetle konuşmaya başladı.

"Güzelim geçenlerde aldığımız ertesi gün hapının yedeği yanında mı?" Atlas'la ilk gecemizden sonra beni eve bırakırken bir eczaneye uğraşmış ve ertesi gün hapı almıştık.İkimiz de biliyorduk ki dün gece de tehlikeli hareket etmiş ve yine riskli davranmıştık.

"Evet çantamda."Yanaklarım ısınmaya başlamıştı ve utançla söylediğim kelimelerin her harfi sanki beni biraz daha utandırmak için beynime sinyallerini yolluyordu.

Denizkızı (Tamamlandı)Where stories live. Discover now