Daniel'in amacını da böylece anlamış oldum o da alfa'yı aramak amacıyla benim etrafımdaydı. Şimdi fark ettim de hiç sesibi duymamıştım. Sesi nasıl dı acaba? Ah tanrım tek derdim onun sesi miydi?! Birşey demeden önüme döndüm.

Boş boş profesör victoria'ya bakıyordum. Sanırım anladığı için bana uzun uzun baktıktan sonra boğazını temizledi.

"Elizabeth dinliyor musun?" dediğinde kendime geldim.

"elbette" dedim.

"o zaman ilk vampirin neden öldüğünü bize anlatırsın?" dediğin de ayağa kalktım.

"ilk vampir olan christen'dır. Layla adındaki norie olan sevgilisi ile tür farklılıkları yüzünden ayrılmak zorunda kalmıştı. Layla ayrılığın duygusal acısını kaldıramadığından duygularını kapattı. Biliyorsunuz ki norie'ler duygularını kapattığında vampir kanıyla beslenir. O dönem de layla için en güzel kan christen'nındı. Christen sevgilisi layla tarafından öldürülmüştür. Christen bine yakın kişiyi vampire dönüştürmüştü. Christen öldüğünde vampirler layla'yı öldürdüler. Ve cadılardan yardım alarak geroye kalan norie'leri başka bir boyuta sürdürdüler" dedim sakince.

Profesör victoria sinirle konuyu anlatmaya devam etti ama herkes beni tebrik ediyordu. Konuyu detaylarıyla uzunca anlatmıştım.

Daniel yine kağıda birşey yazdıktan sonra benim önüme itti kağıdı. Kağıda kısa bir bakış attıktan sonra ona baktım. Gözleri parlıyordu ve kahvenin en güzel tonuydu.

Ellerini saçlarından geçirip kağıdı okumam için biraz daha önüme itti. Neden konuşmuyordu?

"Kelimleri kullanmayı denesen?" dediğim de gülerek omuz silkti.

Sonrada profesör victoria'yı gösterdi. Profesöre baktığımda bana öldürücü bakışlar atıyordu. Şirince sırıtarak profesöre baktım.

Profesör derse devam ettiğinde başımı sıraya koydum. Bir süre sonra birinin beni dürtmesiyle uyandım. James'in yanındaki kızlardan biriydi. Siyah saçları ve yeşil ve mavi tonlarının karışımı güzel gözleri vardı.

Bana gülümseyerek bakıyordu. Gözlerimi ovuşturarak ona baktım.

"merhaba ben diana... sen de Elizabeth olmalısın" dediğinde başımı olumlu anlamda salladım.

"ah şey, uyandırdığım için üzgünüm ama önemli bir konu var" dediğinde onu dikkatle dinlemeye başladım.

"bu akşam kurt okuluna gitmeliyiz, şu katliamcıyı bulmana yardım edecektik ya o yüzden" dedi

"cesetleri kaldırmışlardır ki... keşke daha önceden dikkatlice inceleseydim" dedim düşünceli bir şekilde.

Cesetlerin üstünde illa ki bir ipucu olmalıydı.

"hmm cesetleri kaldırmışlardır evet. Ama sen bu işi bana bırak. İstediğin o cesetlerse senin olacaklar" dedi göz kırparak.

Bu kızı sevmiştim, iyi birine benziyordu. Sınıfta ki herkes bize öldürücü bakışlar atınca Diana'nın kurt olduğu aklıma geldi.

"hadi seni parçalanmadan burdan çıkaralım" dediğimde güldü.

Birlikte sınıftan çıkarken james'in bize baktığını fark ettim. Diana'da fark etmiş olmalıydı.

"bize neden öyle bakıyor be?" dediğinde omuz silktim.

"bilmiyorum aslında umrumda da değil" dediğimde elini uzattı.

El çakıştık. Gülerek yolumuza devam ettik. Diana koluma girdi.

"seni resmi olarak kankam ilan ediyorum, itiraz da kabul edilmiyor" dediğinde güldüm.

SAHTE MELEZWhere stories live. Discover now