Yere yığılan bir Melih'in arkasından gelen dörtlünün bir anda Poyraz'a saldırmasıyla,pardon saldırmaya çalışmasıyla biraz uzaklaşıp kendimi gözü dönmüş güruhtan kurtarmaya çalıştım.

Poyraz üzerine ilk gelen İlyas'ın karnına bir yumruk geçirmiş onun ardından gelen Mert'e uçar bir tekme savurmuştu.Güçlü tekmeyle abartısız dört metre uçan Mert Şimşek'in sağ kapısına çarparak durabilmiş hemen ardından yere çökmüştü.

Şimşek mi Mert mi derseniz ben Şimşek'e üzülmüştüm.Ama gayet iyi gibi duruyordu.Arabasını taparcasına seven Poyraz'ın bu ayrıntıyı pek de umursamadığı diğer ikiliye aynı anda saldırmasından belliydi.

Ardı arkası kesilmeyen yumruk ve tekmelerden bu ikilinin de hasar almadan çıkamayacağına emindim.

Poyraz rakiplerinin ona karşılık vermesine fırsat vermeden hareket ediyor,kesinlikle ama kesinlikle onlara zaman tanımıyordu.Bu kadar hız ve güçle savurduğu sağlam vuruşları karşısında kim olsa yerle bir edeceği bariz bir gerçekti.

Kanlar içinde kalmış Melih'in burnunu tutarak hemen Poyraz'ın arkasında dikilmesi panikle öne doğru bir adım atmama sebep oldu.Poyraz da o sırada son adamı alaşağı etmekle meşguldü.

"Poyraz!" Bilinçsizce yükselen neredeyse bir çığlığı andıran korkulu sesimin ardından Poyraz endişeyle hemen bana bakmıştı.Fakat bu seslenişim bir yardım çığlığı değil aksine bir uyarı çığlığıydı.

Endişelendiğim kendim değil tam olarak oydu.

Melih'in Poyraz'ı hazırlıksız yakalamasıyla elim bir kez daha ağzıma gitti.Poyraz dudağının sol kenarına yediği yumrukla bir adım geriye sendeledi.Fakat gözlerinde acı pırıltıları değil aksine keyif dolu pırıltılar kol geziyordu.

"Yapabileceğinin en iyisi bu mu?" dudağının kenarından biraz da olsa sızan kana bakan Poyraz sanki bu yumruktan pek de tatmin olmamış gibiydi.

Sinirle soluyan Melih acı ve öfke karışımı bir sesle konuşmuştu.
"Seni geberticem!"

Önce keyifle sırıtan Poyraz saldıran Melih'i birkaç yumrukla tekrar yere devirmiş yakasına yapışmıştı.Hemen ardından takınmış olduğu kızgın ifadeyle konuşmaya başlamıştı.

"Azra'dan uzak duracaksın.O senin sevgilin değil o senin hiçbir şeyin!Beni anladın mı!"

Melih acıdan kıvransa da yine bildiğini okumaktan geri durmuyordu.

"Azra beni seviyor!Ailelerimiz bizim evlenmemizi düşünüyorlar ulan!Ne uzak durması."

"O tren kaçalı çok oldu koçum.Asıl istenen evlilik bizim evliliğimiz.Şimdi son uyarımı yapıyorum yoksa bir daha ki sefere bu kadar yumuşak olmam.Azra'dan uzak duracaksın!" Yumuşak olmam mı?Yerde yatan bitik beşliye bakarken Poyraz'ın yumuşak hali bu mu gerçekten diye düşünmeden edememiştim.

Kafenin camından ve kapısından bakan meraklı insanlarda gözlerimi gezdirdiğimde aynı soruyu onların da sorduğuna emindim.

Koluma yumuşakça dokunulması ve dikkatimi dokunana çevirmemle ciddi Poyraz mavileri karşımdaydı.
"Hadi gidelim Azra." Şaşkınlıkla ve hayretle baktığım gözlere sadece olumluca kafa sallamakla yetindim.

Denizkızı (Tamamlandı)Where stories live. Discover now