KUZEN.

Öpücük.

Size cuma yb dedim ama su an kandirmis oluyoruum :D Bakalim sasiracak misiniz? Bu bolum cidden cok cooook eksinli olacak. Az biraz da romantik sjjdh hadi baslayalim.

Yaklasık yarim saat sonra her tarafindan luks kokan bir lokantaya gelmistik.

İceri girer girmez bizi Sofia ve ailesi karsiladi.

"Hosgeldiniz. Bu mu yegeniniz Fuat Bey. Ay cok guzelmis canim." dedi Sofia'nin babasi oldugunu tahmin ettigim adam.

"Sofia ve Maxim su masada, isterseniz oraya gidin." dedi ve eliyle Sofia'nin oldugu masayi gosterdi.

Zach'le masaya dogru ilerlerken caktirmadan bir yandan da Zach'e soru soruyordum.

"Maxim kim ya? Su cocuk mu?"

"Maxim Sofia'nin kardesi. 17 yasinda."

Sofia'nin kardesi mi vardi bir de?

"Ayy Zach hosgeldin tatliim!!"

Sofia'nin cirtlak sesiyle suratimi burusturdum.

"Sizi tanistirayim, Maxim bu İrem, İrem bu Maxim" dedi ve gulumsedi.

Bu kiz boyle iyi davranmazdi, hayirdir lan, diye dusunurken Maxim bana gulumsedi.

"Merhaba, Almanya nasil?" dedi

O degil de cocukk cidden cok tatliydi. Saclari sariya calan kahverengiydi. Gozleri ela renginde ve iri iriydi.

Sandalyeye otururken sorusunu cevapladim.

"Daha bir sey bilmiyorum, kesfedemedim Almanya'yi. Tek bildigim sey cok soguk oldugu." dedim ve bu sirada disari cikarken usumemek icin montumu cikardim.

"Alisirsin merak etme." dedi ve gulumsedi. Bende karsilik olarak tebessum ettim. Bu sirada masanin altindan ayagima bir tekme geldi.

Oha hayvan.

"Zach sen! Ne almak istersin canim?" diye cevirdim zorla gulumseyerek.

O da siritti.

"Bu garsonlar menu getirmiyor mu?"

"Getirirler simdi" Sofia Almanca cirtladiktan 2 dakika sonra elinde 4 tane menuyle bir garson yanimiza geldi.

Menuye elime almam kesinlikle sacma bir cabaydi aslinda. Yani Almanca oldugunu bile bile menuyu elime almistim.

"Ya Zach ne yaziyor burada?" diye fisildadim.

"Aslinda yardim etmezdim ama bugun iyi gunumdeyim" dedi ve yemek adlari soyledi.

İyi gunundeymis. Salak.

Gerci Turkce'ye cevirmesi bile bir isime yaramamisti, cunku daha once boyle yemek isimlerini hayatimda duymamistim.

Ne var yani? Biz lokantaya gitsek gitsek kebapciya, pideciye, tantuniciye falan gideriz. Milli benlik bunlar olm.

"Ben bir adet Schwle Fshcn aliyorum" dedi Zach garsona menuyu verirken.

Bende hemen menuyu verdim.

"Aynen bende."

Bu cevabim karsisinda Zach'in picimsi guluslerine aldirmadan onume dondum.

Sofia ve Maxim'de adi sacma sapan olan yemeklerden soyledikten sonra masada bir sessizlik olustu.

"Ee İrem, sana dedigim yerlere baktin mi canim" dedi Sofia gulumseyerek.

Bana dedigin yerler? Bir yeri falan mi kacirdim ben? Oyle bir sey mi vardi?

"Bana bir sey demedin ki."