Herkes sırayla Deniz ve Tuna'ya sarılıp tebrik eder.

Buket: Vay be! Tuna yememiş içmemiş sana böyle bir yüzük almış. Kıymetini bil valla!

Tuna: Hay ağzını öpe...

Deniz'in sert bakışlarıyla karşılaşır.

Tuna: Yanii... Ne güzel söyledin Buketciğim. Hay ağzın bal yesin.

Neşe: Tebrik ederim arkadaşlar. Yalnız... sizden özel hayatınızı iş yerine yansıtmamanızı rica edeceğim. Partiden sonra ciddiyetle çalışmaya odaklanın lütfen.

Deniz: Tabi Neşe Hanım.

Deniz, Yiğit'in onları izlediğini fark eder. Yiğit'in morali bozulmuştur ve hiçbir şey söylemeden çıkıp gider.

Buket-Arkasından seslenerek: Yiğit Bey akşam bir parti...

Buket: Duymadı galiba.

Gazi: Çok işe konsantre olunca duymuyor o. Benim çayımın geldiğini bile fark etmiyor bazen yav.

Neşe: Hadi o zaman herkes işinin başına.

Herkes masasına döner. Deniz üzgün bir şekilde yüzüğüyle oynamaya başlar.

Tuna-Fısıltıyla: Deniz.

Deniz, Tuna'nın dudaklarını okur.

Tuna-Fısıltıyla: Yüzük nerede? Yüzük yüzük!

Deniz elini havaya kaldırır ve parmağındaki yüzüğü gösterir.

Tuna-Fısıltıyla: Çok yakışıyor.

Birbirlerine kocaman gülümserler. Fakat Deniz'in aklı Yiğit'te kalmıştır. Artık aralarındaki soğukluğu bitirmek ister. İş saati bittiğinde Tuna mesaiye kalır.

Deniz: Beraber mi gitsek? Durayım mı yanında?

Tuna: Yok Michael git sen. Gönlüm razı olmaz benim yüzümden beklemene.

Deniz: Hayatım ne razısı ne gönülü? Evleniyoruz biz, bilmem farkında mısın! Anca beraber kanca beraber!

Tuna: Deniz sen git, ben de geleceğim.

Deniz: Ne oldu? Beni istemiyor musun? Kovuyor musun yani?

Tuna: Ya saçmalama, ne alakası var?

Deniz: İyi, tamam o zaman. Kavga etmeyelim. Öpücük!

Tuna-Gülerek: Bu nasıl bir duygu iniş çıkışıdır, Allah'ım sen bana yardım et ya!

Deniz: Az konuş çok öptür! Göreyim yanakları! Saçlarından da öpeceğim, dayanamayacağım ya!

Tuna-Gülerek: Vaay! Şeref duyarız!

Deniz, Tuna'yı öper. El sallayarak dışarı çıkar. Minibüs durağına gider ve bir saat boyunca orada oturup insanları izler. Bir saat sonra Tuna gelir ve Deniz'in yanına oturur.

Tuna: Michael? Ben seni eve gitti sanıyordum. Ne yapıyorsun burada?

Deniz: İnsanları izliyorum.

Tuna: Bunca zamandır? Üşüyeceksin ama burada. Hadi gidelim.

Deniz: Ben bir saattir buradayım, bir saat daha kalabilirim. Sen git istersen. Beni bekleme.

Tuna: Yok olur mu öyle şey.

Deniz'e kendi montunu verir.

Tuna: Beraber izleyelim o zaman insanları.

Seviyor Sevmiyor (She Was Pretty)Där berättelser lever. Upptäck nu