Seviyor Sevmiyor (She Was Pretty)

Beni nasıl kandırırsın?

Deniz, eve gelmiştir.

Deniz: İreem! Evde misin? Sana efso bir haberim var!

İrem: Ben de seni bekliyordum zuzu.

Deniz: Var ya duyunca çok şaşıracaksın. Nasıl oldu bilmiyorum ama oldu işte. Artık oyun bitti kızıım!

İrem, Deniz'in suratına donuk bir ifadeyle bakar.

Deniz: Psst! Sana diyorum. Oyun bitti diyorum, duyuyor musun? Şaşırdın tabii, dondun kaldın. Ben de duyunca böyle senin gibi kalmıştım. Aynı yüz ifadesi, aynı tepkiler. Allah'ım mimiklerimiz bile aynı ya, yerim!

İrem: Yiğit ne dedi sana? Sen baya mutlu görünüyorsun zuzu.

Deniz: Mutluluk ne demek, mutluluk ne demek ya! İçimin yağları eridi zuzu! Hatta o kadar eridi ki kilo vermiş bile olabilirim yani anlatabiliyor muyum? Baskülü getir baskülü! Buralarımda bir incelme olmuş sanki! Beline dokunur. İki kilo vermişimdir değil mi İrem?

İrem: Deniz abartmıyor musun biraz?

Deniz: Abartıyor muyum? Ben? Hahha! Kızım ben sana ne diyorum, her şeyi öğrendi hallettik diyorum! Koca bir yük kalktı üzerimden. Çok huzurluyum, çok huzurluyum şuanda. Bu gece rahat uyuyacağım.

İrem: Anladım.

Deniz: Anladım mı? Anladım ne ya? Bu kadar mı yani, bir şey söylesene. Hiç destek olmuyorsun ama bana İrem. Mutluluğumu paylaş benimle.

İrem: Ben... Ben zaten biliyordum.

Deniz: Biliyor muydun? Neyi biliyordun? Yiğit'i mi?

İrem: Evet Deniz. Biliyordum.

Deniz, İrem'in gözlerinin içine bakar.

Deniz: Sen bunu biliyordun? Sen bunu biliyordun ve bana söylemedin?

Deniz-Bağırarak: Madem biliyordun bana niye söylemedin? Bana nasıl söylemezsin İrem!

İrem: Yiğit rica etti Deniz. Yoksa söylerdim.

Deniz: Yiğit rica etti. Güler.

Deniz-Tüm gücüyle bağırır: Ya sen ne dediğini farkında mısın İrem? Tabi onun ricası daha önemli değil mi? O daha mı önemli benden? Ne zamandır biliyordun, söylesene?

İrem: Zuzu lütfen sakin ol. Bu kadar kızacağını bilmiyordum. Bağırma.

Deniz: Zuzu deme bana! Zuzu yok, bitti! Öldü zuzu! En başından beri biliyordun değil mi? İlk günden beri?

İrem: Hayır aslında...

Deniz: Ben nasıl hissettim biliyor musun? Ben nasıl hissettim sen biliyor musun? Yiğit öğrenene kadar her gün hatta o kısacık anlarda bile kafayı yedim kafayı! Acaba beni niye çağırdı, ne söyleyecek diye etrafta döndüm durdum. Deliye döndüm deliye!

İrem-İçinden: Of... Deniz bu haldeyken ondan Yiğit'le aramızı yapmasını isteyemem. Hemen yumuşatmam lazım onu.

İrem: Özür dilerim zuzu. Sinirin geçince beni affedeceksin biliyorum. O yüzden şimdi boşuna tartışmasak?

Deniz: Ya bizim aramızda sır mı var? Sen nasıl benim arkamdan iş çevirirsin? Benim bundan sonra senin gibi bir arkadaşım yok! Anladın mı yok, tamam mı?

İrem: Deniz...

Deniz: Ben odama gidiyorum. Beni yalnız bırak!

Deniz, odasının kapısını çarpıp içeri gider ve sinirle yatağının üzerine oturur. Eline bir kitap alır ve yelpaze niyetine sallamaya başlar.