.14

884 95 66
                                    

Ashton güneşin doğmasından sadece birkaç dakika sonra uyanmış ve Michael'ı uyandırmış, onun uykulu gözleri önünde Luke'u arayarak sevgilisinin burada olduğunu söylemişti.

"Gürültü yapmayın" dedi Ashton, bodrum katına inmeden önce. Luke henüz gelmemişti fakat onun gelmesini beklemeyecekti. "Calum uyuyor."

Michael gözlerini devirdi. "Çocuk değilim."

"Öyle umuyorum."

Ashton gittikten yaklaşık 15 dakika sonra ise Luke'un kapıya vuruşları duyulmuştu. Michael ağır hareketlerle kanepeden doğruldu ve bir elini yarası üzerinde tutarken ayağa kalkıp birkaç adımda kapıya ulaştı, diğer eliyle kapı kolunu indirdiği an Luke kapıyı açmış ve Michael'a sıkı bir sarılma vermişti ki bu normal bir zamanda onun hoşuna gidebilirdi ama şimdi küs sayılırlardı. Ayrıca Michael yaralıydı ve beline sarılan Luke'un kolları ile yarasına baskı uygulayan bedeni acısını geçirmiyordu. Michael hızla Luke'u kendisinden iterken dudakları arasından kaçan "Siktir" sözcüğü Luke'un bir sorun olduğunu anlamasına yetmişti. Kaşları çatılırken gözleri aceleyle Michael'ın bedenini süzdü ve tişörtünün üzerine yayılan kırmızı sıvıyı gördüğünde ondan da bir "Siktir" çıktı. "Ne sikim yaptın sen?"

Michael güldü. "Sürpriz, sürtük."

"Aptal."

Yeşil saçlı olan yüzünü buruşturarak ve iki büklüm bir halde kanepeye dönerken Luke kapıyı kapatmış, onu takip etmeye başlamıştı. Elini oğlanın beline sardı ve "Yardım edebilirim" diye mırıldandığında Michael'ın öfkeli bakışları ile karşılaşsa da elini onun belinden çekmedi. Michael ise bir süre durup onun yüzüne bakmış, ardından iç geçirerek ilerlemeye çalışmıştı. Luke onun yürümesine yardım etti ve birlikte kanepeye oturduklarında Michael tişörtünü göğsüne kadar sıyırıp beyaz bandayı ezip geçen kana baktı. "Tanrım."

"Özür dilerim."

"Siktir et."

Luke ayağa kalkıp tekli koltuklardan birine öylesine koyulan ilk yardım çantasını aldı, tekrar Michael'ın yanına döndü. Bu sefer kanepeye oturmak yerine yeşil saçlı oğlanın bacaklarının arasına, yere yerleşmişti. Eli altındaki çantayı açarken Michael'ın garip bakışlarına karşı kaşlarını çattı. "Sadece bandanayı değiştireceğim."

"Gerek yok."

Ama bilirsiniz, insanlar birine öfkeli olduklarında onlardan yardım istemeyi reddederler, Luke da bunun farkındaydı. Bu yüzden cevap verme gereği duymadan bandana ile flaster bandını çantadan çıkardı ve parmakları Michael'ın tişörtünü biraz daha yukarı çıkarırken diğer oğlanın ona izin vermesine şaşırdığını belli etmedi. Yeşil saçlı olanın teni üzerindeki bandajin köşelerini kavrarken göz ucuyla Michael'a baktı, onun kendisine bakmadığını gördüğünde bandajı yavaşça çıkardı. Kan parmaklarına bulaşsa da bunu umursamamış, bandajı çöpe atıp tekrar Michael'ın iki bacağı arasındaki yerine kıvrılmıştı. Zemin soğuk olsa da yaptığı iş bu soğukluğu hissetmesini engelliyordu. Yeni bandajı aldı, Michael'ın yarasını incelemeden bandajı tenine yerleştirdi ve banda uzanıp nazik hareketlerle bezi tenine yapıştırdı. Michael'ın hızlı atan kalbini hissedebiliyor olması onu delirtiyordu ve birbirlerine olan kızgınlıkları -Luke'unki daha çok kendineydi- şu durumu fırsata dönüştürmelerine engel oluyordu.


diğer bölüm de muke ehehe

fight me || cashton (+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin