.8

925 116 80
                                    

Calum önce Ashton'ın peşinden gitmek istedi. Bu öyle bir istekti ki ayakları hemen onu kapıya yönlendirmiş, eli kapı kulpunu aşağı indirmişti. Ve sonra durdu, kapı kulpunu bıraktı, geri kanepeye dönüp telefonu eline aldı. Ashton'ın peşinden gitmesi hiçbir şeyi değiştirmeyecekti ve bunu biliyordu. Yine umursanmayacaktı, Ashton'a durmasını söylese de o durmayacaktı ve Calum da kendini yormaktan başka bir bok yapmamış olacaktı.

Bu yüzden kanepenin üzerine fırlattığı telefonu alıp Luke'un gönderdiği mesajlara baktı.

Luke: "Calum."

Luke: "Sana ihtiyacım var."

Luke: "Hemen."

Calum önemli bir şey olduğundan emindi çünkü Luke ona hiçbir zaman mesaj atmazdı, Calum onu uyarmıştı. Luke'a onu aramamasını, mesaj atmamasını ya da o çağırmadığı sürece yanına gelmemesini söylemişti ve bunun tek nedeni Ashton'dı. Tüm bu gizliliğinin nedeni.

Calum, Luke'u aradı ve telefonu kulağına götürdüğü an arama cevaplandı. Sadece kesik nefes sesleri vardı. Esmer oğlan kaşlarını çattı. "Luke?"

"Calum."

Calum dudaklarının şaşkınlıkla aralandığını ve kaşlarının havaya kalktığını anlayabiliyordu. Luke ile daha önce de telefonda konuşmuş, birçok kez buluşmuşlardı ama hiçbir zaman onun sesi bu kadar kötü gelmemişti kulağına. Titrek, zor konuştuğu belli olan ve tamamen çaresizlikle yıkanmış bir ses. Duyan herkesi üzüntüyle kıvrandırabilirdi.

"Sorun ne?" diye sordu Calum aceleyle ve Luke kısa sürelik bir duraksamadan sonra cevap verdi. "Ü-Üzgünüm, aradığım-"

"Siktir et. Sorun ne?"

"Michael gitti."

"Ne?" Calum, Luke'un burnunu çekmesi üzerine askılıktaki montuna yöneldi. "Geliyorum."


diğer hikayeye bölüm yazamıyorum why

fight me || cashton (+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin