❤5.BÖLÜM❤

Începe de la început
                                    

"Bir şey mi oldu kızım?" gözlerimi bir saniyeliğine ona çevirip, kafamı geri önüme eğdim. Ben konuşmayınca devam etti Ziya Amca.

"Anlatmak ister misin?" biraz düşündüm ve içinde boğulmak üzere olduğum düşüncelerin boynuma sarılan ellerini ittirerek kesik kesik konuşmaya başladım. Bu sırada araba da ana caddeye çıkmıştı.

"Yapmaman gereken bir şeyi, istemeden yani merakına yenik düşüp yapıyorsun ve bunun karşılığında çok büyük bir ceza alıyorsun... Sence bu adil mi Ziya Amca? Ama yemin ederim kötü bir niyetim yoktu sadece adım geçti diye dinlemek istedim yemin ederim." gözümden bir damla yaş süzülerek yanaklarıma doğru kaymaya başladı. Sonra bir tane daha... Ve bir tane daha...

"Ya tamam evet aslında adil olabilir belki ama -burnumu çektim- bu kadar ağır bir şeyle cezalandırılmamam gerekti... Öyle değil mi?"

"Kızım ne olduğunu sormayacağım ama sana şunu söylemek istiyorum." trafik lambasında kırmızı ışık belirdiğinde arabayı durdurdu ve yüzünü bana çevirip, devam etti.

"İnsan hayatında yapmaması gereken bir şeyi yapıyorsa cezalandırılır... Ya bu hayatta, ya da öteki hayatta. Önemli olan ceza değil aslında! Önemli olan senin yaptığın hatadan ders çıkarıp, pişmanlığını da kalben beyan ettiğin düşüncelerin mabedinden alıp, bunu tekrarlamayacak üzere söz vermendir. Ve eğer ki sen bunu lanetleyip bir daha yapmazsan, Allah o zaman sana 'Her şer de bir hayır varmış.' lafını mutlaka dedirtecektir."
Ziya Amca'nın dediklerini başımla onaylarken, diğer yandan da gözümdeki yaşları durdurmaya çalışıp, yüzümü kuruluyordum. O arabayı sürmeye devam edince dönüp teşekkür ettim. Çok iyi kalpli bir adamdı. İnsanın ruhunu okşayan kelimeler dudaklarının arasından döküldükçe daha bir rahatlıyordum ama yine içimde kopan kasırgalardan kurtulamıyordum. Yol boyu sükut hakim olurken ortama, bu sessizliği bölen üst üste çalan korna sesleri olmuştu...

Başımı kaldırıp ön cama doğru eğildiğimde, gördüğüm manzara ile kendimi hemen dışarı attım.

"Ziya Amca, dur!"

Ani bir frenle duran araba yüzünden öne doğru atlıyorduk ki, arabanın bir anda durmasıyla ben ve Ziya Amca kafamızı ön cama vurmaktan son anda kurtulmuştuk. Geçtiğimiz cadde çift yöndü ve karşı şeritten gelen arabayı görmem pek de uzun sürmemişti.

Bir araba, kör bir dedenin üzerine doğru gelirken dedeyi tuttuğum gibi hızlıca kenara çektim. Evimize yaklaşmıştık ve bu cadde çok fazla işlek değildi. Karşı taraftan hızla gelen arabanın yaşlı, elinde bir değnek ve gözlerinde siyah camlı bir gözlük olan dedeye çarpmasına son saniyelerde mani olmuştum. Derin derin nefes almaya çalışırken, yaşlı amcanın elinden tutup, kaldırıma geçirdim. Panik içinde olan dede, her ne kadar bu paniği belli etmemeye çalışsa da, üst üste aldığı kısa nefeslerinden bu kolaylıkla anlaşılıyordu. Elimi, ellerinin üzerine koyup, az da olsa sakinleşmesine yardımcı olmak istedim. Tabi bu esnada önümüzden hızlıca geçen şoföre de saydırmayı eksik etmiyordum.

"Kör müsün be adam!? Görmüyor musun yaya geçidi tabelasını!? O koca kafanda beyin yerine saman mı taşıyorsun?..." ben kendimi kaptırmış giderken yanımdaki dede gülmeye başladı.

"Ah be evladım! Boş ver sen bunları, ben alıştım artık insanların duyarsızlığından ve aşağılamalarından... Sıkma canını. Ayrıca sana da çok teşekkür ederim kızım, hayatımı kurtardın!" derken bir an ağladığını sandım tonton yanaklı dedenin.

"Rica ederim dedeciğim. Ne demek, bizim görevimiz bu. Dedeciğim sen bir dakika burada bekle ben, hemen geliyorum." diyerek bize doğru gelen Ziya amcanın yanına gittim.

Ai ajuns la finalul capitolelor publicate.

⏰ Ultima actualizare: Apr 17, 2019 ⏰

Adaugă această povestire la Biblioteca ta pentru a primi notificări despre capitolele noi!

Sensiz Ben Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum