"Neyse ben yüzmeye gidiyorum birazdan gelirim."

"Fazla açılma geçen seferki gibi." Endişeli bir anne edasıyla yüzüme bakan Derin'e gözlerimi devirmeden edememiştim.

"Tamam anne."

"Aferin kızıma." demesinin hemen ardın arsız bir şekilde sırıtmış ve hemen ardından çapkınca göz kırpmıştı. Bu ifadelerin sırf şu çaprazımızdaki sarışın genç için olduğunu bilmesem bu kızın bir biseksüel olduğunu düşünebilirdim. Ama o uslanmaz bir heteroseksüel çapkındı. Yakışıklı ve kaslı bir erkek onun için vazgeçilmezdi.

Denize yürürken bikinimi kontrol etmeden yapamamıştım bir yerimin açılmasını kesinlikle istemezdim. Üstümde mor ipli bikinilerim vardı. Bana kalsa bu küçücük parçalı şeyleri asla giymezdim ama annem almam için ısrarcı olunca tabiki tatil çantamda yerlerini almışlardı. Bu bikinilerin tasarımcısı annemdi ve magazin fotoğraflarında kızının üstünde kendi kreasyonlarından parçaları görmek onu mutlu ediyordu. Bazen keşke daha az seksi şeyler tasarlasa demeden edemiyordum. Fakat annemin tarzından ve tasarımlarındaki çizgisinden asla ama asla ödün vermeyeceği bir gerçekti.

Denize girdiğimde huzurun bu olduğunu düşündüm. Engin ve uçsuz bucaksız mavilikler huzurdu. Belki de yeni ve saf başlangıçların habercisi, umut kaynağıydı. Küçüklüğümden beri en büyük keyfimdi yüzmek. Tamamen özgür hissettiğim ve kendim olduğum yerdi denizin uçsuz bucaksız suları, serin mi serin kollarıydı.

Fakat öyle bir an peyda olmuştu ki deniz hakkında düşündüğüm tüm güzel fikirleri bir kalemde silip atmıştı.

Daha demin huzur bulduğum demiştim değil mi? O bacağıma sürtünmeye çalışan denizanasını görmeden ve duyumsattığı korkuyu hissetmeden önceydi. Hızla ve panik içinde kulaç atıp ayaklarımı çırparken geriye baktığımda sahilden oldukça uzaklaşmış olduğumu farketmiştim. Bu farkındalık içimden birkaç küfür savurmama sebep olsa da yeşeren başka bir umutla karşıya baktım. Karşıda birkaç yat vardı ve şuanki konumuma kıyı kadar uzak da sayılmazlardı. Belki biraz soluklanmama yardımcı olurlardı. Ben denizanasından kaçtım sanarken tekrar yanımda bitmesiyle bir çığlık atmıştım. Panikle çırpınan bacaklarımın hızına ben bile şaşırmıştım. Hissettiğim korkuyla neredeyse suyun üstünde yürüyecek ve hatta koşacak gibi duruyordum.

Hızlıca o bölgeden uzaklaşıp yatlardan birine yaklaşırken bacağıma giren krampla bugün daha fazla kötü geçemez herhalde diye düşünmeden edemedim. Denizanasından kurtulabilmemin sevincini ve rahatlamışlığını yaşayamadan bacağım kilitlenmiş ve beni hareket etmekte zorlanır bir hale getirmişti. Bu sebeple kollarıma daha fazla yük binmiş ve artık takati kalmayan kollarım da yorgunluktan ağrımaya başlamışlardı.

Denizin içine batıp çıkarken yuttuğum sular genzimi yakıyor ve öksürmeme sebep oluyordu. Öksürük krizimin bitmesini engelleyen şey ise tekrar ve tekrar suya batmam ve her seferinde yakıcı tuzlu suları yutmamdı. Son batışta çıkmayı başaramamıştım çünkü bir önceki batışta çıkmak için gücümün son zerrelerine değin kullanmıştım. Huzur olarak gördüğüm yerde ilk defa ölümü düşünürken belimde hissettiğim güçlü kollarla bir anda suyun yüzeyine çekildim.

Havayı solumamla tekrar başlayan öksürük krizimin hemen ardından bir ses duydum. Bugüne kadar duyduğum en güzel erkek sesiydi bu. Kalın ama bir o kadar da hoş tınılı bir ses.

"İyi misin?"

"İyiyim teşekkür ederim!" Sırtımda hissettiğim sert gövde ve bu sert gövdeden gelen güçlü ses bunların sahibini fazlasıyla merak etmeme sebep olmuştu. Fakat o tek koluyla yüzmeye ve beni geri geri çekmeye başladı.

Denizkızı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin