"Yaramazlık"

1.5K 73 8
                                    

AMERA (Defnenin şirketi)

Defne'den:
Şirkete geldiğimde odama geçip bir kaç dosyaya baktım. Bir dakika bu ne ya Victoria (şirket adı bulamadım sksksk) şirketi bizim şirkete meydan okumuş. Bu kim ayrıca,o kim ki bizim şirkete meydan okuyor. Dosyayı alıp sinirle odadan çıktım. Şirketdeki her kes bana şaşkın bir şekilde bakıyordu. Suatın odasına geldiğimde kapıyı çalmadan sinirle odaya girdim. Suat kafasını kaldırıp bana şaşkın bir şekilde bakıyordu.
De:Suat, senin bundan haberin var mı?. Diye sinirle sordum.
Dosyayı önüne atdığımda kısa bir göz gezdirdi.
Su:Evet, haberim var bende yeni öğrendim. Victoria şirketi markamızı satın almak istiyor. Şirketin sahibi bu hafta Türkiyeye geliyormuş.
De:Vayy adama bak yaa demek markamızı satın almak istiyormuş. Öyle bir şey olmayacak Suat. Ayrıca şirketin sahibinin adı ne?
Su:Mert Karahan. Adam Amerikda ünlü bir iş adamı. Ve şansa bak ki, Victoria markasının sahibi türkmüş.
De:Tamam gelsin bakalım Mert bey bi görüşelim bakalım bunun derdi ne.dedim ve odadan çıktım. Odadan çıkarken midem bulandı ve hızlıca lavoboya doğru koştum. Midemde ki her şeyi boşaltıkdan sonra lavobodan çıktım. Suatın asistanı Deniz yanıma geldi.
De:Efendim, iyimisiniz? Renginiz ben-beyaz olmuş. Dedi endişeyle. Açıkçası kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Zorla gülümseyerek:
Def:iyiyim, ben merak etme Deniz.dedim.
Ve odama gitdim. Kendimi berbat hiss ediyordum. Çok halsizdim.

PASSİONİS (Ömerin şirketi)

Ömer'den:
Dosyalara odaklanmış bir şekilde inceliyordum. Kapımın tıklanmasıyla dikkatım dağıldı. Sert ve soğuk bir şekilde:
Öm:Gir. Dedim.
Gizem içeri girdiğinde kafamı kaldırdım. Aman Tanrım bu kıza nolmuştu böyle. Gözleri şiş bir halde odama girdiğinde şok oldum. Koltukdan kalkıp Gizeme doğru gitdim.
Öm:Gizem, noldu sana? Bu ne hal?. Diye telaşlı bir şekilde sordum.
Gi:Ö-Ömer bu gün erken çıkmam lazım. Onun için senden izin almaya geldim. Dedi Gizem.
Artık korkmaya başlıyordum. Çünkü Gizem oldukça çalışkan ve cesur bir kızdı. Öyle işten kaytaran bir kız değildi.
Öm:Bana her şeyi anlatmadan, hiç bir yere gidemezsin. Gel otur şöyle. Gizemi kahverengi koltukların birine oturtukdan sonra,karşısına geçıp oturdum.
Gi:Bu gün oğlumun ve kocamın öldüyü gün.Yorgun ve bir o kadarda üzgün bir şekilde dedi.
Anlamadım? Bu ne demek oluryorki? Kafam iyice allak-bullak olmuştu.
Gi:Ömer ben...(Gizem her şeyi anlatır).
Öm:Gizem ben.. ne diyeceğimi, ne söyleyeceğimi, hatta ne yapacağımı bile bilmiyorum. Sen gerçektende güçlü bir kızsın.
Bu gün erkenden çıka bilirsin.İstersen Kocanın mezarına ben bırakıyım seni.
Gi:Hayır, hayır gerek yok Ömer. Ha şey bu ara bu gün beni kimse rahatsız etmese olur mu? Yalnız kalmak istiyorumda.
Ne? Yalnızmı? Yok artık. Ya kendine bir şey yaparsa.. aklıma geldiğinde bile içime korku giriyor..
Öm:Ha..
Gi:Ömer, lütfen kendime bir şey yapıcak değilim..., merak etme.
Öm:İçime sinmiyor ama sen öyle diyorsan... tamam.
Gizem gülümseyip odadan çıktı.

Gizem'den:
Şirketden çıkıp kocamın ve oğlumun mezarına geldim. Yavaş addımlarla mezara yakınlaşıp oturdum. Keremin mezarına bakıyordum. Artık göz yaşlarımı serbest bıraktım. Ellerim toprağa gitdi. Ve okşamaya başladım. Ah sevgilim, ah, keşke şuan toprağını değilde, saçlarını okşasaydım. Ne kadarda soğuktu toprağı...
Gi:Seni çok özledim. Sesim fısıltılı bir şekilde çıkmıştı.
Hala toprağını okşuyordum... içimdeki acı beni esir almıştı... kim beni anlaya bilirdiki?....HİÇ KİMSE! Hiç kimse beni anlamıyordu... ne kadar acı çektığımı, her gece soğuk yatağımda ağladığımı hiç kimse bilmiyordu...
Gi:Hatırlıyormusun, bana her zaman "Sen benim kara gözlümsün" diyordun. Hadi bana geri dön sevgilim, kendini bana çok görme.. Dedim göz yaşlarım yanaklarımı ıslatıyordu.
Keşke bunları yaşamasaydım. Keşke her şey bir rüya olsaydı.. uyandığımda her şey biterdi... ama rüya değildi işte...DEĞİLDİ!
Gi:Gücüm yok artık.. Yok... Dedim yorgun bir şekilde.
Oğlumun mezarına geldim. Bir köşede oturdum. Mert... oğlum...
Gi:Annecim... özlüyormusun sen anneyi?, ben seni çok özlüyorum..
Seni 1 kere bile görmek için ömrümü vermeye hazırım. Dedim.
Ağzımdan bir hıçkırık kaçtı... artık delirmek üzereydim...
Titreyen ellerim oğlumun toğrağına gitdi.. okşamaya başladım..
Gi:Ama ben biliyorum,sen ve baban şuan cennetdesiniz ve beni seyir ediyorsunuz. Bir gün bende gelicem yanınıza söz veriyorum.. ve orda sonsuza kadar birlikte ve mutlu bir şekilde yaşıcaz. Dedim, gülümsedim elbet bir gün gidicektim ailemin yanına..
Keremin ve Mertin yanından ayrıldım.Her zaman geldiğim yere geldim. Uçurum... biraz daha yakına gelip uçurumun kenarında oturdum..Rüzgar saçlarımda dans ederken ben hıçkıra-hıçkıra ağlamaya başladım. Soğuk rüzgar yüzüme çarpıyordu.. bu gün 18 eylül bana özel lanetlenmiş gündü... sanki denizin dalgaları daha sert çarpıyordu kayalara, taşlara...
Gi:Dayanmaya gücüm kalmadı artık. YETER.diye bağırdım. Dayanamıyordum... gücüm yoktu...

Suat'dan:
Şirketden çıkıp arabama doğru gidip bindim. Bu gün içimde garip bir his vardı. İçimden bir ses uçuruma git diyordu. Arabayı çalıştırdım. Eve doğru sürmeye başladım. İçimdeki sesi bastıramıyordum bir türlü. Sonunda pes edip uçuruma doğru sürdüm arabayı. Arabayı bir kenarda durdurdum. Arabadan indim. Arkası bana dönük bir kız vardı. Ve hıçkıra-hıçkıra ağlıyordu.. bu kız bana tanıdık geliyordu nedense... kız ayağa kalkıp uçurumun ucuna doğru gitdi... ve kollarını iki yana açtı... noluyor lan! Bu kız.. Gizem.. Allah kahr etsin!! Gizem intihar ediyordu galiba!.
Hızlıca koştum.
Su:GİZEM HAYIR!. Diye bağırdım.
Gizem arkasını dönüp bana baktığında bana doğru koşmaya başladı. Ve bana gelip sarıldı. O kollarını benim geniş omuzlarıma sararken bende kollarımı onun incecik beline sardım. Kalbim güm-güm atıyordu. Bu heyacandan mı? Yoksa korkudan mı? Bilmiyordum. Burnumu boynuna sokup kokusunu içime çektim.. papatya kokuyordu,kokusu adamı sakinleştiriyordu adeta bir ilac gibi..
Ayrıldığımızda gözlerine baktım şişmişti. Gizem zar-zor nefes alıp:
Gi:Suat, beni eve götür. Dedi.
Hiç-bir şey sorgulamadan kafamı 'tamam' anlamında salladım.
Arabaya bindiğimizde arabayı çalıştırdım. Bir kaç dakika sonra uçurumdan uzaklaştığımızda Gizeme dönüp bir göz attığımda arabada masum bir şekilde uyuduğunu gördüm. Gizemin evinin adresini bilmediğim için mecbur kendi evime sürdüm arabayı.
Eve geldiğimde arabadan indim, ve dikkatli bir şekilde kucağıma aldım Gizemi. Zorda olsa kapıyı açıp içeri girdim.
2ci kata gelip odama getirdim Gizemi. Yatağa dikkatli bir şekilde uzatdım.

Ömer'den:

Saata baktığımda artık 18:59du. Şirketden çıkıp arabayı Serdarlara doğru sürdüm. Eminem bir kaç gündü Serdarlarda kalıyordu. Meleğimi fazlasıyla özlemiştim. Serdarlara geldiğimde kapıyı Nihan açtı.
Ni:Aa Ömer hoş geldin. Geçsene içeri. Dedi Nihan. Gülümsedim.
Öm:Iıı yok ben kızımı almaya gelmiştimde. Dedim.
Ni:Tamam o zaman, ben Emineyi getiriyim o zaman.
Bir kaç dakika sonra Emine geldiğinde 'Babaaaaaa' diyerek yanıma koştu. Emineyi kucağıma alıp yanağına sulu öpücük bıraktım.
Öm:Nasılmış benim prensesim. Diye sordum.
Em:İyiyim ama ben sizi çooook özledimmmm. Dedi tatlı bir şekilde.
Öm:Bende, annende seni çooooooookk özledik, meleğim. Dedim.
Nihana 'hoşcakal' dedikten sonra arabaya bindik. Emine bu 2 gunde bana maceralarını anlatırken bende büyük bir zevkle kızımı dinliyordum.
Em:Babaaa. Tatlı bir şekilde dedi Emine.
Öm:Söyle miniğim. Dedim.
Em:Sanırım ben aşık oldum. Dediğinde şok oldum. Lan! Kimdi bu erkek!.
Öm:Ne?. Şaşkın bir şekilde Emineye baktım.
Em:Baba, çoçukk çoooook yakışıklı yaaa ben büyüyünce onunla evlenicem. Dediğinde artık sinirden dişlerimi sıkıyordum. Benim kızım hiç kimseyle evlenmiyecekti! Buna izin vermicektim! Artık eve geldiğimizde arabadan indim. Kızımla birlikte kapıyı çaldığımda Defne kapıyı açtı.
De:Ayyy kızımmm benimm. Diye Defne Emineyi kucağına aldı. Ve yanaklarına sulu bir öpücük bıraktı.
Bir kaç dakika sonra akşam yemeğı yedikten sonra. Ben Eminenin odasına gırdım. Kızımla birlikte yatağa uzanıp ona bir masal anlatmaya başladım. Artık Eminenin uyuduğunu anlayınca sessiz bir şekilde yatakdan kalktım. Odadan çıkıp kendi odamıza girdim. Defne siyah sırt dekolteli geceliğini giymiş aynada kendine bakıyordu. Bu Hatun beni DELİ EDİYORDU. Şuan nasıl seksi olduğunu farkında değildi.
Tişörtümü çıkartıp arkadan gelip Defneye sarıldım.
De:Ayy, Ömer senmiydin?. Diye Defne sorduğunda kaşlarım çatıldı. Başka kim ola bilirdiki? Tabiki Bendim.
Öm:Başka birinimi bekliyordun?. Diye sordum, sinirle.
Defne bana taraf dönüp kollarını boynuma sardı.
Defne:Sadece seni bekliyordum, kaslı erkeğim benim. Dediğinde artık vücüdum iyice alevleniyordu. Defneye biraz daha yakınlaşıp:
Öm:Bir daha söyle. Dedim.
De:Sadece seni bekliyordum. Dedi. Onu kast etmediğimi çok iyi biliyordu.
Öm:Cıks, onu değil ondan sonrasını.
De:Kaslı erkeğim. Dediğinde biraz daha yakınlaştım.
Öm:Bir daha söyle. Dedim.
De:Kaslı erkeğim. Dedi. Gülümsedim. Ve biraz daha yakınlaşdım.
Öm:Bir daha söyle. Dedim
De:Hmm, sanırım birimizin canı yine yaramazlık istiyor. Dedi.
Defne 1 kaşını kaldırıp bana seksi bir bakış yolladığında artık iyice sertleşmiştim.
Öm:Hemde fazlasıyla istiyor. Dedim ve kendimi sevdiğim kadının dudaklarına gömdüm...

................................................Bölümün sonu....................................


Evveeeettt bebeqlerimmm yeni bölüm geldi. Biliyorum bazılarınız yeni bölümün geç gelmesinden şikayet ediyorsunuz.Okulların açılmasına az bir vakit geldiği için ders çalışıyorum, yanı vaktım olmuyor. Neyse...
Umarım yeni bölümü beğenirsiniz. MULTİ MEDYADA GİZEM.
《30 VOTE VE 10 YORUM GELMEDEN YENİ BÖLÜM YOK》

EVLİLİK OYUNU(DefÖm)(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin