'' Ne o? Şimdi de maçoluğa mı soyundun? '' dedim. '' Yakışıyor mu Min Yoongi' ye? ''

'' İnsanların gözleriyle seni taciz etmesine tahammül edeceğimi mi sanıyordun? '' diye konuştu. '' Sen güzel bir kızsın, Soo Jin. Ve seni öyle gördüklerinde muhtemelen içine düşeceklerdi. Buna izin vermiyorum, tabii ki. ''

Mutluluktan içimde doğan kahkahaya engel olmaya çalıştım. '' Sen böyle konuşunca eve gidip elbise giyesim geldi. ''

Ben gülerken bileğimde hissettiğim eli acıtmaya başlamıştı. '' Ah! ''

'' Beni kızdırma. '' dedi net bir şekilde. '' Sinirlerimi bozuyorsun. ''

'' Neden? '' dedim cevabını bildiğim soruyu sorarak. 

'' Kıskanıyorum kızım. '' dedi. '' Sana değen bütün gözleri oyasım gelmiyor değil. Sen sadece bana aitsin. Öyle kalacaksın. '' 

Bu çocuk ne zamandan beri bu kadar romantik olmuştu? Onu birazcık tanıyorsam, bu kadar fazla romantikliğe girişmezdi. 

Nefesimin kesildiği, heyecanlandığım çok belliydi. Tabii ki suratıma yerleşen o aptal gülümseme de kendini gizleyemiyordu.

Etkilenmesene aptal!

'' Şaşırdın değil mi? '' diye konuştu, nefesini tekrar boynumda hissettiğimde. '' Beni bu hale getiren sensin. Kendini  suçlu hissetmelisin, güzelim. '' 

Tamam, nefesimi kontrol edemiyordum değil mi?

Şimdi tamamen nefes alamıyordum. Heyecandan ölmek üzere bile olabilirdim. O hala bana bu kadar yakınken yutkunmaya çalıştım. 

'' Şey. '' dedim, '' Gitsek mi artık? ''

Gülümsediğini hissedebiliyordum. Sonra kafasını tekrar bana çevirdi. Gözlerini gözlerime sabitledi ve '' Peki. '' dedi. 

Ama ikimiz de hareket etmemiştik. 

Bir iki saniye sonra beni öptüğünü hissettim. Aniden. Dudakları dudaklarımı bulurken gözlerimi yumdum. 

Karşı koymadığımı, hatta ona karşılık verdiğimi hissettiğinde tek elini belime sarıp vücudumu vücuduna yasladı. Ne yapacağımı bilemediğimden, ben de kollarımı serbest bırakmıştım. 

Öpüşü git gide hızlandığında ve sertleştiğinde ben de kendime hakim olamadığımı hissettim. Onun gibi. Sanki aramızda bir çekim vardı ve biz ne kadar engel olursak olalım bizi birbirimize yakınlaştırıyordu. 

Sonra nerede olduğumuzu fark ettim. Bu evin önünde yapılmak için uygun değildi. 

Ellerimi onun yanaklarına sabitledim ve dudaklarının dudaklarımdan ayrılmasını sağladım. 

'' Sanırım bunun için uygun bir yer değil. '' diye konuştum, nefeslerim hala düzene girmemişken. 

Gözlerinin içindeki duygu içimi titretmeye yetmişti.

'' Sikeyim. '' dedi, eli hala belimdeyken ve biz birbirimize hala yakınken. 

'' Bunu kesmek çok zor. '' dedi nefes nefese. '' Hayatımın sonuna kadar bunu yaparak günlerimi geçirebilirim, ama sen karşıma geçmiş durmamı söylüyorsun. '' 

Son kez onu öptükten sonra gülümseyerek '' geçirmemiz gereken güzel bir gün var '' diye konuştum. Ardından söylediğim söze inanamayarak; 

'' Nasıl olsa bunları yaşayabilecek uzun bir hayat var önümüzde. '' dedim. Cümleyi kurduktan bir kaç saniye sonra hemen pişman olmuştum çünkü karşımda pis pis sırıtan bir çocuk duruyordu.

unstoppable | yoongiWhere stories live. Discover now