~16~

3.3K 311 40
                                    

Kısa bir bölüm oldu ama kusura bakmayın. Bir iki güne tekrar bölüm atacağım. Hiç bölüm atmamaktan iyidir herhalde. İyi okumalaar!

P.S: Yorum isterim!


Gözlerimi yeni bir sabaha açtığımda camdan odanın içerisine yansıyan güneş ışıkları gözlerimi rahatsız etmeye yetmişti.

Kafamın bulanık olduğunu fark ettim. Bilincim hala yerine gelmemişti. Kafamı çevirip yanımda uyuyan bir Yoongi bulmayı hedeflemiştim ama yoktu.

Odada sadece ben vardım.

İçime aniden doğan bir telaşla üzerime bir şeyler geçirip aşağıya koştuğumda onu koltukta uzanırken gördüm. Neden burada uyuyordu?

Yavaşça ona doğru yürüdüm. Koltuğun kenarına sindim ve yüzünü izlemeye başladım. Dün olanlar hala aklımdaydı ve düşündükçe utancım yüz katına çıkıyordu. Bunu ben de istemiştim, doğruydu.

Fakat yine de aklıma gelenler utanmama engel olamıyordu. Bir anlık heyecanla geri dönülemez bir yola girmiştik.

Bir süre onu izledikten sonra ayağa kalkıp arkamı döndüm. Merdivenlere doğru adım atacakken arkamdan bir kol bana doğru uzandı ve aniden çekti. Kendimi bir anda koltukta uzanırken bulmuştum, ki koltuğa zaten Yoongi sığmaz iken şimdi tamamen sıkışmıştık.

Heyecanımın önüne geçmeye çalışarak yüzüne baktım.

'' Ne yapıyorsun? ''

'' Gitmene izin vermek istemedim. '' dedi. Ve gülümseyerek gözlerini yumdu. '' Birlikte uzanabiliriz. ''

'' Neden burada uyuyorsun? ''

'' Sabah gözlerini açtığında aklına gece yaşananlar gelir gelmez pişman olacağını düşündüm. Belki de yapmasaydık diye düşünmenden korktum sanırım. Erken kalkıp o stresle evde dolaştım ve sonuç; burada uyumuşum. ''

Saçmalıyordu.

Kesinlikle saçmalıyordu.

'' Yaptığımız şeyin geri dönülemez bir olay olduğunun farkındayım ama bunu ben de istedim. '' dedim. '' Neden böyle hissettiğini anlamış değilim. ''

'' Seni kaybetmek istemiyorum, Soo Jin. '' dediğinde içimde bir şeylerin cız ettiğini hissetmiştim. Sanki bizim karşımıza çıkacak şeyler vardı.

Sanki hala bir şeyler bitmemiş gibiydi. Ya da hepsi benim kuruntumdu, bilmiyordum.

'' Kaybetmeyeceksin. '' Diye konuştum gözlerine bakarak.

'' Bir kez daha sevdiğim kızı kaybetmeye dayanamam. Anlıyor musun? '' diye söylendi. Ardından gözünden bir damla yaş düştüğünü gördüğümde içimde bir şeyler parçalandı. Onun acı çekme ihtimali bile beni öldürürken bu çok fazlaydı.

'' O gittiğinde ardında koca bir yıkım bıraktı. Toparlanamam sandım, fakat sen geldin. Öyle bir geldin ki, ben daha önce hayatımda bu kadar canlı hissetmemiştim. Onunlayken bile. Seninle her şey farklı Soo Jin. Bunun önüne geçmeye çalışsam bile başaramadım. ''

'' Geçme o halde. '' dedim.

Sonra bir süre sessiz kaldık. Ben onu izledim, o da beni. Huzur veriyordu.

Onun yanında olmak, onun beni sevdiğini hissetmek huzur veriyordu.

'' Ha bu arada. '' diye seslendi. '' Kim o çocuk? ''

'' Kimden bahsediyorsun? '' diye sorduğumda kaşları aniden çatıldı. '' Dünki çocuk. ''

'' Jackson' ı mı soruyorsun? ''

unstoppable | yoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin