4. Gizem(Açılış Balosu)

Start from the beginning
                                    

"Ben... getirmedim."

"Hiç sorun değil!" dedi güleç yüz ifadesiyle. "Sana çok yakışacak bir elbisem var. Gözlerine çok yakın tonda bir mavi. Saçların da çok güzel. Kestane rengi, dalgalı ve uzun. Çok güzel açık bir saç modeli yaparız. 124 numaralı odada kalıyorum. Oda arkadaşım dünya tatlısıdır. Onu seveceksin. Dersler biter bitmez benimle gelirsin. Akşama kadar hazırlanmış oluruz."

"Bu söylediklerinden, balonun- bu akşam olduğunu anlıyorum," dedim yanlış anlamış olmayı umarak. Lovena heyecanla başını yukarı aşağı salladı.

"Saat 8'de başlıyor. Gece yarısına kadar. Ama hiç merak etme. Hazırlanmak için yeterli zamanımız var."

Açılış balosu. Bir bu eksikti. Raven'la göz göze geldiğimizde dudaklarını oynatarak 'Geçmiş olsun,' dedi.

Kahvaltıdan sonra sınıflarımıza dağıldık. Büyü dersleri fena değildi. Ama her ders benden büyü yapmamın beklenmesi korkusuyla ödüm kopuyordu. Öte yandan, bulunduğum sınıfa alışmaya başlamıştım. Rena, umursamaz görünümünün aksine çok sevecen ve sıcakkanlıydı. Henüz iki gündür tanışıyor olmamıza rağmen, bana çok yakın davranıyordu. Bazı şeylerin yoluna girmiş olmasına seviniyordum.

Tüm dersler sona erdiğinde, Lovena kolumdan tutup beni odasına sürükledi. Bahsettiği oda arkadaşı, Carlinda adında siyah küt saçlı olan bir kızdı. Odaya girdiğimde çalışma masasına oturmuş, büyü egzersizleri yapıyordu. Onu rahatsız etmemeye çalıştım. Oysa Lovena elini önünde sallayarak bizi fark etmesini sağladı. Sonra bizi tanıştırdı. Daha önce Carlinda diye bir isim duymamıştım. Ve nedense birden bunu belli edecek bir yorumda bulundum.

"Annenler ikiz bekliyorlarmış sanırım."

Dediğimin kaba olabileceğini düşünmem, birkaç saniyemi aldı. Lovena gülerek ortamı yumuşatmaya çalıştı ve lafa girdi.

"Babasıyla annesinin adının birleşimi. Carlinda." Bu sefer ben gülmüştüm. Carlinda gülmedi.

"İnsanların adıyla dalga geçmeyi komik bulman ne acı." Ve odayı terk etti. Lovena'yla bakıştık.

"Yanlış bir şey söyledim, değil mi?" Bu iki gün içinde öfkelendirdiğim kişi sayısını unutmuştum.

"Boşver," dedi Lovena elini havada sallayarak. "Zamanla unutacaktır."

Masalarının üstünde, oda arkadaşımın masasının üstündekiler gibi bir yığın makyaj malzemesi yığılıydı. Lovena ustalıkla bir makyaj malzemesinden diğerine atlıyordu. Daha önce makyaj yapmadığım için merakla hareketlerini izliyordum. Boyaları uzmanlıkla kombinliyor, arada makyajla ilgili yorumlarda bulunuyordu. Elbette bir adam tarafından yetiştirildiğim için bu gereçlerin hiçbirini tanımadığımı bilmiyordu. Nihayet kenara çekildiğinde, aynada kendime baktım.

"Nasıl?" dedi çıkardığı işten gurur duyarak.

"Farklı... olmuşum," diyebildim şaşkınlıkla. Gözlerim, siyah renkleri ağırlıklı olarak kullandığı makyajın etkisiyle ön plana çıkmıştı ve çok canlı görünüyordu. Soluk görünümlü yüzümün yerini, parlak bir cilt ve kırmızı yanaklar almıştı. Sürdüğü bordo renkli ruj, dudaklarımı alışık olduğumdan daha belirgin bir hale getirmişti.

"Beğenmedin mi?" dedi dudaklarını büzerek.

"Hayır, ben- sadece- hiç makyaj yapmamıştım. Annem öldükten sonra. Eskiden renklerini çok beğendiğim için rujlarından sürmeme izin verirdi."

Hatırladığım güzel anılar, yüzümde hafif bir tebessümün belirmesine neden oldu. Oysa Lovena'ya baktığımda, ağlamaklı bir ifadeyle bana baktığını gördüm.

"GÖLGE" - Magic Serisi I ∞Where stories live. Discover now