6. BÖLÜM

3.4K 247 8
                                    

-DÜZENLENDİ-

Geçmişi anlatan son bölümümüz arkadaşlar. Diğer bölüm şimdiki zamandan itibaren gelişen olayları konu alacak.

~Keyifli okumalar~

Bölüm 6-"Hızlı Zaman"

Zaman ne kadar da çabuk geçiyordu, her şey değişiyordu. Oysa duygularıma bakılırsa her şey ilk günkü gibi aynıydı. Gidince her şey daha kolay olacakmış gibime gelmişti. Fakat en büyük yanılgım o zaman olmuştu.

O günden sonra kendimi dışarıya karşı kapatmıştım. Ne yeni bir arkadaş ediniyor ne de fazla konuşuyordum. Yeri geldiğince konuşmuş yeri geldiğince hareket etmiştim. Bu işime gelmişti açıkçası. Lise son sınıf öğrencisi olarak sınavıma hazırlanmıştım. Güzel bir sonuç çıkaracağıma da emindim. Sonuçlar bugün açıklanacak ve bende bir gram heyecan yok. Sadece bu şehirden uzaklaşmak ve yalnız kalmak istiyorum. Biraz onun için heyecanlıydım. Düşünmek, hayal kurmak ve özlemek dışında bütün yetilerimi kaybetmiştim.

Ondan haber alıyordum. Daha doğrusu ailesini arıyor ve annesi ile babası annemlere orada ne yapmış ne etmiş hepsini tek tek anlatıyordu. Odamdan gerekmedikçe çıkmayan ben Esra teyze -Efdal' ın annesi- ve Ahmet amca -Efdal' ın babası- bize gelince soluğu merdivenlerde alıyordum. Onlar gidesiye kadar da kalkmıyordum, onunla ilgili bir ayrıntıyı kaçırmayayım diye.

Annemin seslenmesiyle odamdan çıkıp onların yanlarına gittim.. Sonuçlar açıklanacak diye benden kat ve kat daha heyecanlılar, yerlerinde duramıyorlardı.

Bir şey demeden tekli koltuğa geçip oturdum. Anne ve babama baktığımda heyecanlarına bir kez de gözlerindeki parıltılarla şahit oldum. Bazen düşünüyordum onlara haksızlık mı ediyorum, diye. Sonuçta onlara bunları yaşatmaya hakkım yoktu.

Mehmet Ayaz koşturarak elinde bilgisayarla içeri girdi. Galiba daha da heyecanlandım. Kalbim ağzımda atmaya başladı resmen. Bu kadar zaman sonra bir tepki vermesi de işin iyi tarafı.

Anneme baktığımda ellerini açmış dua etmeye başlamıştı. Bu haline hemen gülümseyip tekrar eski surat ifademe büründüm.

Sayfaya girdiğimde bilgilerimi doldurdum ve sonuç şuan gözümün önünde.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Mimarlık.

Göz yaşlarım bu sefer sevinçten akmaya başladı. İlk olarak annemin boynuna sarıldım. Daha sonra babam ve kardeşimin. Annem telefonla anneannemi aradı. Bu güzel haberi herkesle paylaşmaya başlamıştı bile.

Daha sonra beni tebrik ettiler ve ne kadar gurur duyduklarından bahsettiler. Onlara uzun zaman sonra gülümsedim. İlk başta şaşırdılar. Annem yine ağlamaya başladı. Bir kere daha sarılıyorum onlara. Onlar benim ailem. Onlara bunu yapmam haksızlık. Kararımı şuan veriyorum; Geçmişte ne olduysa oldu. Onların yanında daha fazla bu şekilde davranamam diye söz veriyorum kendime.

Ama bunun yalnızken değişeceğini adım gibi biliyorum. Fazla üstüne değinmiyorum. Geçiştiriyorum kendimce.

Sonra düşünüyorum da, ailem iyiki var.

**

Uçaktan indiğimde Ankara'nın havasını derince soludum. Burası yeni başlangıç demekti benim için.

Aselle aynı üniversiteyi kazanmıştık. Maddi durumumuz iyi olunca güvenlikli bir sitede bir ev kiralamıştık. Neymiş babam biricik kızını yurt köşelerinde harcayamazmış. Ailemle bugün hep birlikte Ankara'ya geldik .

Kısa sayılamayacak kadar uzun olan bir araba yolculuğundan sonra sitenin önüne gelmiştik. Arabadan bavulları indirip eve doğru yol almaya başladık. Eve genel olarak yerleştikten sonra sitenin güvenliğinden öğrendiğim markete gitmek için evden çıktım. Market işini halledince yolun başında gördüğüm parka doğru gidip biraz dinlenmek için bir banka oturdum. Hayatımın nereye doğru aktığını düşünürken buldum kendimi. Efdal'ı görmeyeli neredeyse 2 sene olmuştu. Onun hakkında haber alıyordum tabi ki de. Ellerimde olan bakışlarımı kaldırarak değişik bir hissiyatla kaldırıp karışma bakıyorum.

Gördüğüm kişiyle donup kalmıştım. Efdal burada ne arıyordu?

Hızla yerinden kalkıp takip etmeye başladım. 2 yıl sonra tekrar görüyorum onu ama Ankara'da olmasına anlam veremiyorum. Ne işi vardı ki burada? Fazla düşünmeden takibe devam ettim.

Bir kaç sokak daha ilerlediğimizde adımlarını hızlandırdım ve ona yetişip omzuna dokundum.

Arkasına döndüğünde şaşkınca kalakaldım. O değildi. Ağzımı zorlukla açtım. Bana şaşkınca bakıyordu karşımdaki adam.

"Ben...Kusura bakmayın. Sizi birisine benzetmiştim."

O ise bir şey demedi ve hâlâ omzundan çekmediğim elimin altından çıktıve arkasını dönüp gitmeye başladı. Konuşmamasına fazla takılmayıp havada kalan elimi indirdim ve az önceki olayın etkisinden çıkamadan telefonum çalmaya başladı.

Açtım ve kulağıma götürdüm. Kimin olduğumu söylemek gerek yoktu. "Geliyorum."

**



Geçiş bölümü olarak değerlendirebiliriz. Kısa olduğuna bakmayın lütfen.

Düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın sevgili okurlarım.


Diğer bölümde görüşmek üzere. Kendinize cici bakın :))


~iamsuhal

Seninle Evleneceğim Ben!   Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin