22. Bölüm

6.5K 487 20
                                    

CANLARIM... Yeni bölüm için biraz beklettim sizi umarım değdiğini düşüneceğiniz bir bölüm sizi bekliyor. :) Keyifli okumalar dilerim... Yorumlarınızı her zaman ki gibi bekliyor olacağım.

Ve Sevgili CEREN... Buralardasın biliyorum, bu bölüm sana gelsiN:)


Bayılıyordum adrenalinin vücuduma hakim olmasına... Her defasında önce kan basıncımı arttırır, terlememe neden olur, sonra da kalp atışlarımı yoldan çıkarırdı. Bende boğazıma kadar gelen çığlık hissini çoğunlukla dışarı verir ve dudaklarımda ki gülümsemeyle elimin altında ki gücü hissederdim! Ahh Tanrım, bu muhteşem bir histi! Gülümseyerek iyice gaz pedalına yüklenirken önüme çıkan virajı her ne kadar arabanın arkası savrulmuş olsa da ustalıkla alarak bir an olsun hızımı azaltmadan yoluma devam ettim. Bu işte giderek daha iyi oluyordum. Parmaklarımın altında ki direksiyonu bir an daha güçlü sıktıktan sonra dikiz aynasından arkamdan gelen yarış arabasına baktım. İlk kez onu geri de bırakmıştım ama önemli olan bitiş çizgisini ondan önce geçmekti. Gülümsedim ve hızlanarak hemen yanıma gelmeyi başaran arabaya baktım. Bir an göz göze geldiğim bakışlara gülümserken gazı sonuna kadar kökledim. Hala bir burun öndeydim ve heyecanla, hatta sevinç kahkahalarıyla arabayı bitiş çizgisinin üzerine sürdüm. Buydu işte, sonunda! Ani bir frenle arabayı durdurdum. Hızla atmaya devam eden kalbimin üzerine bir an elimi koyduktan sonra sakinleşen gülümsememle arabadan indim. Aynı an da yanımda ki arabanın da kapısı açıldı.

__ Bu harikaydı...

__ Sen de fena değilsin.

Bana yandan bir gülüş atarak elini uzattı. Elimi hiç düşünmeden eline çarptım ve yumruk yaptığımız ellerimizi karşılıklı sıktıktan sonra omzuna diğer elimle vurdum.

__ Beni kırmadığın için sağ ol...

__ Seninle yarışmaktan her zaman zevk alıyorum biliyorsun. Bir şeyler içmeye gidelim mi ne dersin?
Hafif bir iç çektim, açıkçası hiç kimseyi çekecek halim yoktu ama bir telefonumla koşup buralara kadar geldiğini de unutamazdım. Hız her zaman ki gibi bana iyi gelmişti. Ben konuşmak için dudaklarımı araladığımda anlayamadığım bir hisle başımı sağıma doğru çevirdim. Aynı an da sakinleşen kalbim sıkışarak tepki verdi bana. Buradaydı ve bana doğru geliyordu. Ne yani... İki gündür telefonlarına yanıt vermiyordum. Bundan bir anlam çıkarması gerekmiyor muydu? Hızla yüzümü Serkan'a çevirdim.

__ Ona sen mi burada olduğumu söyledin?

__ Aslında o beni aradı ve seni sordu, ben de...

__ Tamam, anladım, dedim kendimi tutamayarak ve zaten yanıma gelmiş olan Kemal'e doğru bir adım attım.

İki günün ardından tekrar göz gözeydik. Planım ona kızmaktı... Kalbiminse çok başka öncelikleri vardı. Evet, onu özlemiştim. Bunu fark etmek beni öfkelendirse de onu gerçekten çok özlemiştim. O ise... Her zamankinden daha farklıydı sanki. Üzerine giydiği kılıf aynı bile olsa içten içe dağıldığını gösteren mavi bakışları beni etkilemişti. Yorgun görünüyordu, gözlerinin altında oluşmuş ufak karaltılardan bende de vardı! Bakışlarımı çekmek istiyordum ondan ama ne mümkün... O son derece kararlı, kendine güvenen, yıkılmaz duruşu ona neden hayranlık beslediğimi bana hatırlatır nitelikteydi. Ancak ilk konuşan o olmayacak gibi görünüyordu. O yüzden son bir kez daha iyileşmeye başlayan yaralarında gözlerimi dolaştırdıktan sonra bir elimi belime yasladım.

__ Evet?

__ Yarış yapacaksan mutlaka kask takmalısın.

__ Sanki sen takıyordun...

Asla "Asla" deme...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin