eighteen

535 61 10
                                    

Tişörtümün asi kısmını tekrar pantolonumun içine doğru tıkıştırıp aynaya gözlerimi diktim.

Yüzümdeki bölümlerin belirgin olmasının beni karşı konulamaz yaptığını söyleyen bir kız vardı bir aralar.

Sürekli bu tarz şeyler söyleyip utanmama sebep olan bir kızdı ve en yakın arkadaşımdı.Herzaman ruh eşim olduğunu falan düşünmüştüm.Onun yanında gerçekten çirkin kalırdım çünkü o kız adeta mükemmeldi.Lisenin ilk yılı ona neden benimle takıldığını sorduğumda bana çünkü mükemmelsin demişti.Mükemmel olmayan biri bunu duyduğunda ne tepki verirse bende onu yapmış anırmıştım.Bana ciddi bakışlarını yolladığındaysa saçmaladığını söylemiştim.

O yaz onunla buluştuktan sonraki gün annem kirli sepetindeki açık renk kot şortumun cebinden bir kağıt çıkartıp odama getirmişti.Kağıda baktığımda anında onun çok özel resim kağıtlarından biri olduğunu anlamıştım.

Kağıdı okuyabilceğim hale getirip oyalandım.Ne gibi şeylerin olcağını sanki önceden bilirmişçesine..

Bana yazdıkları sadece alt alta sıralanmış yorumsuz cümleydi.

"Üzgünüm

Çok çabalasamda kendime hakim olamadım

Bunu okuduğun için özür dilerim

Sana aşık oldum Park jinyoung

Bana karşı zor durumda kalman gerekmiyorudu senin suçun yoktu bu yüzden ben gidiyorum

Bu gizli sayfaları bir tek sen biliyorsun

Bu bir sayfanın aslında iki tane olduğunu

Açmak yada açmamak senin kararın

Hayatında artık yokum

Herşey için affet beni"

Bunları okuduktan sonra hiçbişey yapmamış yatağıma uzanıp uyumuştum.Son buluşmamızdaki sarılışı bişeyleri açıklamıştı.Bişey yapmam gerekmiyodu çünkü çoktan gittiğine adım gibi emindim.

Bir yıl sonra o sayfayı ikiye ayırdığımda kendimi görmüştüm.Sıraya kafamı koymuş uyurken çizilmişti elim hemen yüzümün yanındaydı ve onun elide hemen elimin üzerinde.

O fotoğraftan sonra denemediğim için pişmanlık duycaktım ki sözleri gördüm.

"Denemedin değil mi ama önemli değil eğer bir başkası için denersen işte bu sorun olur"

Peki Mark'la olan son gün ne mi oldu.O bana hayatımdaki en berbat şeyi söyledi.

Gideceğini...

Sınavdan hemen sonra ailesinin yanına Amerika'ya dönmek zorunda olduğunu söyledi.

Bunu geç söylemiş olduğu için özür diledi ama burda kalmak istemediğinden de bahsetti.

Ailesi onun için herşey demekmiş.

Seni anlıyorum dediğimde kafama...

saçlarıma ve boynuma öpücük bırakmış özür dilemişti.

Otobüsten indiğinde son anda bende inmiş o yürürken arkasından bakıp bağırmıştım.

"Gidenler hep özür diliyor Mark"

Bana döndüğünde neden inmiş olduğuma şaşırmıştı belliki.Bana birkaç saniye sessizce bakıp daha sonra hızlıca yanıma geldi.

Dudaklarımı delicesine öptüğü yaklaşık 30 saniye sonrasında dudağımı dişleyip ayrıldı.Son bir bakış atıp geri yürüdüğünde mızmızlanan çocuklar gibi tekrar bağırdım.

"Gidenler neden özür diliyor Mark?"

Arkasına döndü ama bu sefer bana gelmedi.

"Kalbinden atmadığın sürece giden gitmiş sayılmaz Jinyoung" gülümsedi.

"Beni sevdiğin için teşekkür ederim."

Dönüp arkasına bakmadan yürüdü.Bu sefer dene dedim kendime.

"GİTME MARK" diye bağırdığımda iki saniye kadar durup yürümeye devam etmişti.Her bir adımına dikkatlice baktım çünkü bu adımlar onun kalbimden çıkış adımları gibi geliyordu...

___

demek öyle dldşdidifş

o değilde yazdığım söz çok güzel deyilmi

sözüme bayıldım ilk defa yahu

 stixbus , markjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin