001

552 34 18
                                    

Onun için bir süre sonra yaşamak ve ölmek aynı kavramlardan başka bir anlama gelmiyordu. Çevresinde arabalar hızla geçiyor ve son ses kornaya basarak onu uyarıyorlardı.

Fakat Sehun için, hayat bu noktada yaşamayı kesmiş gibiydi.

Büyük binalar tepesinde koca bir güneş gibi yükselmişti. Ayrıca evlerine doğru giden insanlar kısa bir süre durup yolun ortasındaki çocuğa bakıyorlardı.

Fakat Sehun bunu da umursamıyordu..

Yağmurlu bir hava yoktu. Ama o saçlarının neden ıslak olduğunu hatırlayamıyordu. Kıyafetlerinde boya lekeleri vardı. Sehun düşündü..

Kıyafetlerinde neden boya lekeleri vardı? Hangi noktada böyle mahvolmuş bir hale gelmişti.

Düşündü. Ve düşünmeye devam etti. Fakat bu başını çok ağrıttığı için bundan da vazgeçti.

Güneş tepesinde büyük bir top gibi ışıldadığında gözlerini kısıp başını yukarıya doğru kaldırdı. İnsanlar durup yolun ortasındaki çocuğun anlamsız hareketlerine anlam katmaya çalışırken, arabadaki insanlar başını camdan çıkartıp ona küfürler ediyordu.

'Sıcak' Sehun sızlandı. Bakamayacağını bildiği halde güneş ile bakışma yarışına girdi. Öncesi veya sonrası yoktu. Hatırlayabildiği tek şey 'sıcaktı'

Ağzını şapırdattı. Bakışları şimdi yer ile buluşmuştu. Ellerini soluk gri baltosunun cebine atıp biraz karıştırdı. Çok sıcaklamış hissediyordu. Ama tuhaf bir şekilde paltosunu çıkarmakta istemiyordu.

Bir süre sonra yalnızca cebini karıştırdı. Ellerine değen yumuşak şeyin varlığı ile gülümsedi.

Hayır, yumuşak değildi. Sehun yanıldı. Bu pembe bir kağıttı.

Sehun kağıdı açıp incelemek istedi ama kelimeler ona o an çok tuhaf geliyordu ve hatırlayamamaktan korktu.

Havayı delip geçen bir korna sesi duyulmadan önce Sehun yalnızca korkuyordu.

Kağıdın parmakları arasından kayıp gittiğini hissetti..

*******************

"Beyin kanaması geçirmiş olabilir."

Etrafta bir sürü ses vardı. Her yer çok Karanlıktı. Fakat sesler hiç durmadan devam ediyordu.

Nefret etti.. Karanlıktan ve seslerden ölesiye nefret etti.

"Röntgenlerini inceledim." Hırıltılı bir ses, Sehun bu sesi daha önce duyup duymadığını merak etti. Kaşlarını çatmıştı. Yüzü ağlayacakmış gibi bir ifade alırken, o sıcağı yeniden hissetti.

"Uyanıyor." Adım sesleri yaklaşıyordu. İçinde kaçmasını söyleyen bir ses vardı. Bir ses duyuyordu ama kimse konuşmuyordu.

Bir fısıltı.. Bir fısıltı onunla konuşuyordu.

"Sehun, iyi misin?"

Gözleri titreyerek aralandığında ışıktan başka hiçbir şey göremedi. Parlak bir ışık vardı ve iki insanın silüetini belli belirsiz bir şekilde görebiliyordu. Kolunu kaldırıp, gözüne siper edeceği sırada kollarını hissedemedi.

Elleri neredeydi? Kafasındaki ses durmadan ona gülüyordu.

Gözlerini kıstı. Adamlardan biri başının üstündeki lambayı yavaşça kendinden uzaklaştırıyordu. Gözleri yavaş yavaş loş ortama alışıyordu.

"Beni duyuyor musun?" Yüzünde doktor maskesi olan adam gözlerinin önünde parmaklarını şıklattığında hıçkırdı. Tuhaf bir şekilde ağlamak istiyordu. Aklındaki fısıltı ona hiç durmadan gülüyordu.

Lay down to die // SekaiWhere stories live. Discover now