@ 15 @

2.4K 209 116
                                    

" Bu çok sevimli.. Bunu kendime istiyorum."

" Olmaz. Ondan bir tane var. Şunu al."

" Banane ben bunu daha çok  sevdim. Onu da ver bunu da."

" Ya Jongin olmaz. Ondan ailemin evinde bile yok."

" O zaman şöyle yapalım. Sen bu albümleri ver bana. Ben haftaiçi bir fotoğrafçıda çoğalttırayım."

KyungSoo albümlerini kucaklayan Jongin'e kısık gözleri ile bakıp albümlerini çekiştirdi.

" Ya ne yapacaksın o kadar fotoğrafı. Hem hepsi güzel değil. "

" Hayır hepsi güzel. Ben bu hallerini hiç görmedim hepsini istiyorum."

"Bu fotoğraflardakileri seninle yeniden oluşturabiliriz."

" Bunları alayım ben. Biz seninle yine yeni anılar oluşturalım. Hem bak burada yeni yeni yürüyen küçük tombik bir KyungSoo var. Bu anı nasıl bir daha yaşayabiliriz ki?!"

KyungSoo fotoğrafta annesinin parmaklarına sıkıca tutunmuş adım atmaya çalışan küçük haline bakarak gülümsedi.

" Tamam. Öyle olsun."

Jongin sevinçle uzanıp KyungSoo'nun yanaklarından öptü. Kucağındaki albümlere sarıldı.

" Bu fotoğraflardaki güzel adam benim. Bu adam benim. Bu adam beni seviyor."

"Ben seninkileri görmedim."

" Tamam. Gösteririm sana. Ama benim seninki kadar çok fotoğrafım yok. Olanların çoğu da annemle. Babamla çok az var."

KyungSoo burukça gülümseyen adamın yanına kayarak ona sarıldı.

" Bizim büssürü büssürü fotoğraflarımız olsun. Anılarımız olsun."

" Ben seninle geçmişe değil hep geleceğe bakmak istiyorum KyungSoo. Anılar bizi oluşturan mutluluklarımız olsa da  son nefesime kadar seninle olmak istiyorum. "

KyungSoo elleri Jongin'in omuzunu sıvazlarken mırıldandı.

" O kadar süre birlikte olmayı başarabilecek miyiz?"

Jongin KyungSoo'nun kollarının arasında  doğruldu.

" Bize inanmıyor musun?"

" Öyle değil be adam!"

Gözlerdeki arayışları sessizliklerini uzatırken, KyungSoo kollarındaki adamın alnına düşen saçlarını parmakları ile geriye taradı, sağa sola dağıttı. Kendisini izleyen endişeli gözlere iç çekti.

" Seninle her şey o kadar güzel ve ben o kadar mutluyum ki her an bozulmasından korkuyorum. Sanki bir şey olacak ve ben bunların hepsini kaybedecekmişim gibi hissediyorum. Sevincimin bir yanı endişeler besliyor. Senden önce tek derdimin migrenim olduğu alabildiğine sıradan, basit bir hayatım vardı. Mutsuz değildim ama seninle olduğum gibi mutlu da değildim."

Saçlarını okşadığı yerden öptü.

"Alışkın değilim belki de bu kadar mutlu olmaya. Elimden alınmasından korktuğum en sevdiğim oyuncağım gibisin, bitmesinden korkup yemeye kıyamadığım çikolatamsın."

MigraineWhere stories live. Discover now