@ 2 @

3.6K 288 77
                                    

Migrensiz bir sabaha uyanış..
Sade bir kahvaltı..
Maskeyi tak..
Sabahın erken saatine rağmen sokakları, yemek kokuları ile dolduran dükkanların önünden  dikkatli geçiş. .
Şirket binasına güvenle ulaş. .
Hayır hayır. . Asansöre bakma..
Sabahın ilk saatinde o asansörlerde kesin onlarca parfümün karışımı vardır. 
Yine merdivenlere revan olarak basamakları teker teker çık.

Her zamanki gibi binaya giren eline sabah kahvesini almış ve koridorlar kahve kokusuna boğulmuştu.

" Günaydın hyung."

"Günaydın Taehyung."

" Seninki nasıl bugün. "

" Şimdilik bir yaramazlık yok.
Ama onun sağı solu belli olmaz.
Hiç güvenmiyorum."

KyungSoo masasına geçip ceketini her zamanki gibi sandalyesine astı.

" Bence de güvenme Hyung.
Ve günaydın ."

" Güvenmiyorum zaten Hoseok.
Ve sana da günaydın ."

Rutin işlerini bir bir gerçekleştirirken her şey yolundaydı.
Dosyaları elden geçirirken, öğle arasında yanında getirdiği sade yemeğini yerken..
Taehyung ve Hoseok'un her zamanki didişmelerine kulak tıkacını takmış raporları incelerken..
Yine onları evine gelmek için sarf ettikleri ısrarlara rağmen şiddetle  reddederken..
Mesai bitiminde günlük engelli koşusu ile dairesinin bulunduğu siteye ulaştığında tüm bu monotonluğu bozacak bir hava sezinliyordu.
Görünürde hiçbir anormallik yoktu.
Belki de evhamlı yanı onu dürtüyordu.
Evine ulaştığında o tuhaf his içinde büyüyordu.
Bir değişiklik vardı.
Mesela sitenin güvenlik görevlisi sanki ondan habersiz en sevdiği vazosunu yanlışlıkla kırmış gibi suçlu bakıyordu.
Mesela sitede onu görünce daha çok gürültü yapan çocuklar elindeki topları ile onun göremeyeceği uzak köşelere kaçışıyordu.
Vardı bir anormallik ama nerede?
Nasıl olsa çıkardı kokusu. .
Ama KyungSoo kokuları sevmezdi.

Her zamanki gibi ılık duş ile çok sevdiği kapri eşofmanlarını giyip sade akşam öğününü de atlatmıştı.
Elinde meyve suyu ile balkona çıkıp kentin ışıklarını izlemeye koyuldu, her zamanki gibi. .
Her şey her zamanki gibi olsa da içini kemiren tuhaf his monoton hayatındaki huzurunu kaçırıyordu.
Adeta bela ne taraftan gelecek diye bekliyordu. .
Yan dairenin balkonu dün ve iki hafta boyunca olduğu gibi bugün de boştu.

O günü ve sonraki üç günü tüm monotonluğu ile ama o tuhaf hissin rahatsızlığı ile geçirdi.

" Hyung keyifsiz gibisin."

" Aslında keyifliyim Hoseok."

" O zaman sana gelebiliriz."

" O kadar da değil. "

KyungSoo önündeki rapor dosyalarının birini alıp birini bırakırken migren tetikleyicilerinin en özeli, en beteri
Hoseok ve Taehyung
ikilisinin ısrarlarını püskürtmeye çalışıyordu.

" Hyung senden başka gidecek kapımız yok.
Evde de birbirimize bakıp bakıp gülme aşamasını bile geçirdik. "

" Banane bundan Tae.."

" Sen ofis başkanımızsın."

" Evet sizin OFİS başkanınızım.
Yani sadece ofiste..
Sizi kaç  milyon kere reddettim neden hala utanmadan gelmek için ısrar ediyorsunuz?"

MigraineWhere stories live. Discover now