►SALLANIP DURAN MUTSUZLUK◄

En başından başla
                                    

'' Ben senin kadar hızlı değilim, sırrını paylaşsana benimle. ''

Omzuma vurarak söylediği şeyler beni rahatsız etmişti. Yaptığım işlerin dillendirilmesini istemez ve hoşlanmazdım. 

'' Çantanı al da gidelim. ''

Geçen bir haftanın ardından yine eskisi gibi bana gülümseyip, takılıyordu. Bir günde nelerin değiştiğini merak etmiştim. Daha dün benimle fazla konuşmamaya özen gösterirken bugün anlamadığım bir şekilde konuşuyor, benimle temasta bulunarak şakalaşıyordu.

'' Nereye? ''

Kaşlarımı çatmış bir cevap beklerken beni omzumdan tutup koltuğuna tekrar oturttu. Ağzımı açıp bir şeyler söyleyeceğim sırada koşturarak odama girdi ve çok kısa bir sürede elinde çantamla odamdan çıktı.

'' Öğle yemeğine gidiyoruz. ''

İtiraz edeceğimi bildiği için bana konuşma fırsatı vermeden her şeyi halletmişti. En son dün akşam bir şeyler yediğimi hatırlayınca itiraz etmeden yerimden kalktım ve elindeki çantamı aldım. 

'' Dosyayı verince babam bir şey demedi mi? ''

'' Ne diyecek ki? ''

Doğru ya babam söyleyeceği şeyi sadece bana söyler fikirlerini kimseye söylemez ve yanlarında konuşmazdı. Babaannem küçükken babama benzediğimi söylerdi.  İki yıl önce de son nefesinde babama benzediğimi ve bu durumun onu korkuttuğunu söylemişti. Dış görünüş olarak babamı andırabilirdim fakat karakter olarak babama benzemiyordum ve bunun içinde olağan gücümle çabalıyordum. Şirketin yanındaki kafeye gelmiş pencere kenarında bir masaya oturmuştuk. Bu kafenin müziklerini ve dekorunu çok beğenirdim. Siyah masaları beni kendine çekerken kafeye hakim olan yeşillik gönlümü açardı.  

'' Bolonez Soslu Makarna ve kola. ''

Sipariş için yanımıza gelen garsona siparişlerimizi vermiştik. Ezel diyette olduğu için salata siparişi vermişti.  

'' Söyle bakalım ne dosyasıydı o? ''

Garson siparişlerimizi  getirince kolamdan bir yudum alıp arkama yaslandım.

'' Babam ihale için fazla mesai yapanlara bir moral ve motivasyon olsun diye bir tatil düzenlememi istedi. Bende... ''

Ben konuşurken gülümseyerek arkama bakıp ayağa kalktı. Kimi gördüğüne bakmak için arkamı döndüğümde buz gibi suratı ile masamıza gelen Asil'i gördüm. Asil masaya yaklaştığı zaman sarılmadan dudakları ile dudaklarını birleştirdi. Onlar yerine ben utanıp etrafa bakıyordum. Annesi veya babası görseydi ne olacaktı? Hiç düşünmüyor muydu böyle şeyleri? Birbirlerine sarılıp ayrıldıktan sonra Asil elini bana uzattı.

'' Merhaba. ''

Temaslardan hoşlanmadığım ve yabancı erkeklere karşı tikim olduğu için elimi uzatmadım. Artık az çok beni tanıdığı için bu tutumuma bozulmayacağını biliyordum.

'' Merhaba. ''

Selamına karşılık verdikten sonra yanımdaki sandalyeyi çekip oturdu. Ezel şimdi daha cıvıl cıvıl ve neşeliydi. Gerçekten seviyordu demek ki Asil'i. En uzun ilişkisi bu olmuştu zaten. 

'' Ezra sen kaldığın yerden devam et. ''

En son nerede kaldığımı hatırlamaya çalışırken bakışlarım masanın üzerinde birleşen ellerine takıldı. Ne yani tüm yemek boyunca yapışık ikizler gibi el ele mi tutuşacaklardı? 

İMKAN'SIZIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin