XV. DÜĞÜM

1.2K 109 10
                                    




Çevikler arasından dil bilen birini bulmak samanlıkta iğne aramaya benziyordu.

Kitaplarla yaşayıp kitaplarla kalkanlardan tutun da arenadan başka bir yerde görünmeyen Çevikleri bile süzgeçten geçirmiştim. Ancak elimdeki sonuç; sıfırdı.

Hiç kimse İngilizce dışında doğru düzgün bir dil bilmediğini iddia ediyordu.

Şaşırmış mıydım? Hayır. Ama elimden bir şey gelmediğinden boynum bükük odama dönmüştüm.

Tek umudum; Dante'nin bilen birini bulmuş olmalıydı. Yoksa hapı yuttuğumuzun resmiydi.

"Neden yüzün asık?" diye sordu Melanie. Odaya girdiğimden beri başını temizlemekte olduğu bıçağından kaldırmamıştı. Şimdiyse sorgucu bir tavırla bana bakıyordu.

"Asık değil," diye karşı çıktım ancak yalan söylediğimi ikimizde biliyorduk.

"Tanrı aşkına, Ciara! En sevdiğin bıçağını kaybetmiş gibi bakıyorsun."

"O derece mi?"

"Evet."

Derin bir iç çektim. Melanie'ye güvenebileceğimi biliyordum. Kaç yıllık dostumdu; birbirimizden sır sakladığımız bir gün dahi olmamıştı. İyi bir sırdaştı. İçimi dökebilmem için muhteşem bir adaydı.

"Bak..." Sözlere nasıl başlayacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu. İçimden geldiği gibi konuşacaktım. Tartmadan, neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırmadan... Kuruyan dudaklarımı dilimle ıslattım. "Bu ikimizin arasında kalacak. Ancak buna söz verirsen anlatabilirim. Sırrımı tutacağına söz veriyor musun?"

"Ciara... Bugüne kadar hangi sırrını birine söyledim? Tabi ki söz veriyorum. Anlat, hadi!"

Tulumumun cebinden Dante ile bulduğumuz belgeyi çıkarıp Melanie'ye uzattım. "Bunu dün tesadüfen bulduk."

Melanie yazıya göz atmak için gözlerini kıstı. "Bulduk?"

"Dante ile."

"Dante mi?"

"Melanie... Her cevabıma soru sorarak mı karşılık vereceksin?"

"Özür dilerim, bir an algılayamadım." Kâğıdı sonrasında daha rahat bakabilmek için dizlerinin üstüne bıraktı. "Bahsettiğin; şu Albino Veliaht mı?"

"O, Albino değil. Cal'a da söylemiştim."

"İnanmamış olmalı."

Sinirle homurdandım. "Bir kere dinle, Cal! Bir kere!"

"Cal bu, boşver. Sen ona Unicorn yok dersin, o hala inanmaya devam eder."

"Yok zaten."

"Ama o inanıyor. Hatta dışarıda, ormanlık alanda insanların onlara zulüm yaptığını düşünüyor. Bu yüzden UKV'yi açacakmış."

"UKV mi? O ne?"

"Unicorn Koruma Vakfı."

"Ben de CKKV'yi açacağım o zaman."

"CKKV?"

"Cal Taylor'ın Kafasını Kırma Vakfı!"

Melanie gözlerini kırpıştırdı. "Her neyse... Bu kadar Cal hakkında konuşmak yeter. Anlat, bakalım. Bu Dante kim?"

"Bir Veliaht..."

"Onu biliyorum. Ama nasıl biri?"

"İyi."

"İyi mi?"

"Daha fazlasını koparamazsın benden. Hiç zorlama."

Gözlerini devirip başını iki yana salladı. "Umut etmek de zarar yok." Pes etmiş olacak ki okumak için belgeyi elinde çevirdi. "Bu ne?"

DÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin