XI. DÜĞÜM

1.2K 121 8
                                    

Dante Astor Kynaston.

Bir Veliaht, bir Eko...

On sekiz yıllık hayatım boyunca hiç kimsenin yapamadığı kadar bir günde beni şaşırtan tek insan.

Dante...

Sırrımı bilen tek kişi. Beni bu durumdan kurtarabileceğine inandığım ve güvenmeyi seçtiğim Dante Astor Kynaston.

Bana kitabını veren Dante, yaram kanayınca yarama pansuman yapan Dante, kibirli olmadığını düşündüğüm tek Veliaht Dante; Eko muymuş?

Bunca zamandır konuştuğum kişi aslında Eko'nun ta kendisi miymiş?

"Hayır, hayır, hayır!" dedim zaman geriye sarılıyormuş gibi adımlarımı arkaya atarak. "Sen Eko'sun!"

"Evet, Ciara. Ben Eko'yum. Sen de öyle."

"Bunlar bir kâbus olmalı! Tanrı'm... Ben seni kendime yakın gördüm!"

"Hiçbir şey değişmedi."

"Ama değişti! Her şey değişti! Sen, ben, biz, bu sistem... Hepsi!"

"Sakin ol."

"Sakin mi olayım? Bir Veliaht ile konuşarak riske girdiğimi biliyordum ama bir Eko... Ölüm fermanımı imzalamışım, haberim yokmuş!"

"Ciara kriz geçiriyorsun."

"Hayır, efendim! Ben gayet iyiyim."

"Gel şöyle, otur."

Kolumdan tutup çekmeye çalıştığında ona engel oldum. "Bırak beni!"

"İyi, vur bana!"

Duraksadım. Duyduklarımı idrak etmekte zorlanıyordum. "Ne?"

"Doğru duydun, vur bana."

"Sen delirmişsin!"

"Vur bana Ciara."

"Sana vurunca ne olacak Dante? Sakinleşecek miyim? Hiç zannetmiyorum."

"Şu an öfkenin kaynağı benim. Bana vurman seni rahatlatır."

"Hayır."

Bir saliselik kafa karışıklığından sonra kaşlarını çatıp üzerime doğru yürüdü. Kazağını hırsla kafasından geçirdi. "Sence bunu ben mi istedim? Sen mi istedin? Hiçbirimiz istemedi, Ciara! Biz seçildik. Ne olduğunu bilmediğim bir nedenden ötürü seçildik. Bunun yüzünden oturup ağlamamız mı gerekiyor? Hayır. Kabullenmeliyiz. Ben kabullendim. Kolay değildi ama kabullendim. Şu an anlamaman çok normal. Ama kendini hırpalamamalısın. Sen de kabullenmelisin."

"Yapamıyorum," dedim ağlayarak duvarın dibine çöktüğümde. Boğazım yanıyordu. Gözyaşlarım usulca süzülüyordu. "Ben sadece normal bir genç kız olmak istiyorum. On sekizine yeni girmiş bir Çevik gibi arenaya gidip dövüşmek, arkadaşlarımla vakit geçirmek ve ölüm korkusu olmadan yaşamak istiyorum. Çok mu?"

İç çekerek yanıma oturdu. O da bacaklarını uzatmış, gözlerini uzağa dikmişti. "Hapishanede normal diye bir şey yoktur. Bunu biliyorsun."

"Babam bana kitaplardan okuduklarını anlatırdı. Eskiden insanlar ne isterlerse yaparmış. Eyfel Kulesi'nin en tepesine mi çıkmak istiyorlarmış? Çıkarlarmış. Dondurma mı yemek istiyorlarmış? Yerlermiş. Özgürlermiş. Bizim gibi değil. Sence bu mümkün mü? Özgür bir dünya?"

"Bizimle mümkün."

"Nasıl?"

"Biz, insanları bu hapishaneden çıkartmak üzere doğduk. Sırtımızdaki bütün bu izler hapishanenin birer kopyası. Çıkış yolunu bulmak bize bağlı."

DÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin