27 - Final (mi?)

1.1K 115 115
                                    

Gece saat ikiydi. Albus hala uyumamıştı ve son iki saatini, uyuyor numarası yaparak geçirmişti. Çünkü Scorpius odaya yalnızca Albus uyuduktan sonra giriyordu. Albus, normalde, onu hep etrafta bir yerlerde bulabilse de, şimdi Scorpius'u göremez olmuştu.

Birisine yaklaşıp, "Aa eşcinselmişsin, benden hoşlanıyor muşsun, ne tesadüf, ben de!" demek sandığından daha zormuş.

Bu yüzden başka çaresi yoktu.

Albus karanlıkta bir yere takılmamak için ihtiyatla ayağa kalktı ve karşısındaki yatağa doğru gitti.

"Scorpius," dedi Albus, bir elinde ucu ışıklanan asasını tutarak, diğer eliyle de Malfoy'u dürterek. "Platin kafa!"

"Mmm..."

"Malfoy!" dedi Albus daha sertçe dürterek.

"Mmmm?" dedi Scorpius daha yüksek sesle.

Albus asasıyla Scorpius'un başına vurdu. İşte bu zaman, Scorpius'tan itiraz dolu bir inleme çıktı ve uykulu gözleri açıldı. Başını ovuyordu ve Albus'un parlak asası yüzünden önünü göremiyordu.

"Cidden çömlek kafalısın," dedi Scorpius, dikelerek. Başını ovuyordu. "Ne var, gey olduğumu ve seni sevdiğimi yüzüme vurmak için başka saat bulunmadı mı? Biliyordum gece burada uyumamam gerektiğini."

Albus önce şaşırsa da, ardından kendine hatırlattı, Scorpius Malfoy'la konuşuyordu. Ve gece saat ikiydi. Sorsa, Malfoy Malikanesi'nin gizli geçitlerini bile anlatacak bir ruh halindeydi şu an Scorpius.

"Benden kaçıyor olduğunu inkar etmemen de bir şey."

"Onu kızlar yapar."

"Bilmiyorum, onlar hakkında pek bilgili değilim."

"Esmeralda'yı öpüp, aranızda bir şey olduğunu düşünmeyeceğini düşünüyorsan, elbette değilsin. Ve evet, Rose mesajları gösterdi."

"Yok, o bir piç olduğumdan."

"Son zamanlar James'le çok vakit geçiriyorsun sen."

Yan yataktaki Romeo Aiken yatağında döndüğü zaman, ikisi de sakince dışarı çıktılar. İşte bu zaman, Albus'un çoktandır beklediği garip sessizlik gerçekleşti.

Tabii, garip sessizlik sadece Albus'a aitti, Scorpius hala uykuluydu ve neredeyse düşecek gibiydi.

Albus önce nereden başlayacağını bilemese de, ardından sadece lanet etti ve Dominique Weasley'in gurur duyacağı bir şekilde konuya daldı. "Eşcinselim."

Scorpius'sa, babasını gurulandırmayacak bir şekilde, "Eşcinsel oluğumu biliyorum," dedi, uykulu bir sesle. Dedikleri neredeyse anlaşılmıyordu ve gözleri açılmıyordu, "Bunu demen için mi uyandım?"

Albus sinirle parmaklarını onun önünde şaklattı, "Sen değil, moron, ben!"

Scorpius işte bu zaman uyanmış gibi oldu. Gözlerini kısarak ona baktı. Tabii hala yırgalanıyordu. "Nasıl yani?"

Albus'un sabır kasesi bir noktaya kadar dolabilirdi.

Zaten Scorpius'un uykuluyken çok tatlı görünmesi bir yana, Albus bu işi bitirmek istiyordu. O kelimeleri yanyana koymakta iyi değildi, konuşmasıyla herkesi kandırabilen Rose'du, kelimelerine biraz çekicilik ilave ederek herkesi büyüleyen James'ti ve tatlı tatlı konuşarak her istediğini alan kişi Lily'ydi. Albus bunda pek iyi değildi.

Bu yüzden sadece Scorpius'un platin sarısı kafasından tutu ve onu öptü.

~~~

Bu ikisi çok tatlı. FEEEEEEEELS.

Tabii, yirmi yedi bölümün sadece on sekizini texting yaparak rekor kırdım, ama olsundu. Son yedi bölümü direkt hikaye yaptım ama olsundu.

Ve bu mükemmel ship'in fikrini bana veren, hikayesinden ilham aldığım remusirius 'a teşekkürler!

Another Potter Story kitabını okumuyorsanız çok şey kaçırıyorsunuz. Hikaye James'in Victorie'nin nasihatıyla günlük tutmasıyla başlıyor ve ÇOK MÜKEMMEL.

Ve bu hikayeye kalırsa, kütüphaneden çıkarmayın. Hayatımda ilk kez ek bölüm yazasım var.

(2020den bir not: yazmayacaksın salak herif)

Galiba iyi sonlar kotamı doldurdum.

Lookin' at Wrong Places | Scorbus textingWhere stories live. Discover now