Voldemort

10.9K 676 602
                                    

Arkadaşlar bölüme geçmeden önce yeni bir hikayeye başladım profilimden erişebilirsiniz. Okuyup destek olursanız çok sevinirim



Tom'dan


Bütün gün kendimi kütüphaneye kilitledikten sonra en sonunda rahatlamak için banyo yapmaya karar verdim. Su her zaman beni yatıştıran tek şey olmuştu. Biran önce kendimi toparlayıp önümdeki karmaşık sorunlara odaklanmalıydım. Banyoda ne kadar kaldım bilmiyorum ama Herm'in elindeki büyünün  bu tarafa doğru yaklaştığını fark ettiğimde kendimi durduramadan giyinip dışarı çıktım. Kafamı bu kadar karıştıran kıza bunun bedelini ödetmek istiyordum. Onu gördüğümde yüzüne soğuk ve umursamaz bir ifade takındı. Beni geçmeye çalıştığında onu durdurup konuşmaya başladım. Her cümlesinde korku ve nefreti hissediyordum. Ona yaptıklarım için benden nefret ediyordu. 

"Eğer beni öldürmeyeceksen yolumdan çekil Voldemort" dedi aşağılayıcı bir ses tonuyla. Umut dolu gülümsemesi ise yüzünü biran olsun terk etmemişti. 

Kendime engel olamadan yüzündeki ifade karşısında geri çekildim. Onu bu şekilde görmek istemiyordum. Benimle savaşmasını hatta bana bağırmasını istiyordum. O ise umursamaz tavırlarıyla beni daha da sinirlendiriyordu.

Kendine gel Tom. Bir bulanığın senin üstünde bu kadar etki bırakmasına izin veremezsin

Uzaklaşan kıza şaşkın gözlerle bakarken Grindelwald'ın sesi beynimde yankılandı. Şu laneti kaldırmanın yolunu hala bulamadığıma inanamıyordum. Eğer basit bir büyüyü bile düzeltemiyorsam nasıl günün birinde dünyanın en güçlü büyücüsü olacaktım. Mürver asa tarafından yapılan basit bir büyü diye düşündüm. Grindelwald mürver asayı kullanıyordu. İleride kesinlikle bana hizmet etmesi gereken asayı ondan almak için hala sağlam bir plana ihtiyacım vardı.

Bana karşı koymayı bırak Tom. Senin ruhunu gördüm ve o bana ait

Ses sinirlerimi gittikçe bozarken kızın kaybolduğu yere son kez sinirle baktım. Gözlerindeki umut dolu gülümsemeyi hatırlayınca gerildiğimi hissettim. Neden bu şekilde davranıyordu? Gülümsediğinde gözlerinde alay yoktu, sadece umut vardı. Neyi umut ediyordu? Az önce gözlerinde gördüğüm ifadeyle dün onu lanetledikten sonra gördüğüm ifade aynıydı ve ben ikisini de sevmemiştim. Eğer Herm'i tanıyorsam ki tanıdığımı düşünüyordum bunun altından kesinlikle benim için iyi bir şey çıkmazdı.

Nefesimi toplayıp kendimi biraz sakinleştirdim ve syltherin ortak salonuna doğru yürümeye başladım. Zindanlara doğru ilerlerken kafam hala kızın anlam veremediğim davranışlarında takılı kalmıştı. Bunu mutlaka çözmeliydim.

***

Yeni bir Slug partisine davet aldığımda gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. Bu ihtiyar fok balığı bu sene partilerin sayısını arttırmış görünüyordu. Gözlerim istemsizce gryffindor masasındaki kıvırcık saçlı kıza odaklandı. O da elinde Slughorn'den geldiği belli olan bir davetiye tutuyordu. Beni sinir eden şeyse çevresini saran erkeklerdi. Bu kız neden sürekli erkeklerle takılıyordu? Asamı çıkarıp onları herkesin gözü üzerinde lanetleme isteğimi bastırdım ve sinirle büyük salonu terk ettim.Bu bulanığın beni bu kadar etkilemesine gerçekten izin vermemeliydim. Yapacak daha önemli işlerim vardı. Soğuk ocak havasına aldırmadan kara göle doğru yürümeye başladım.

Dumbledore'la Grindelwald'ı nasıl karşılaştırabilirdim? İkisiyle kendimde dövüşebilirdim ama bunu ancak son tercih olarak düşünmeliydim. Grindelwald'ı yenebileceğimi biliyordum. Mürver asa onda olsun ya da olmasın. Son karşılaşmamızda onu yenemememin tek sebebi dikkatimi fazlasıyla Herm'i korumaya vermemdi. Kızın yaralar içindeki hali gözümün önüne geldikçe büyümün içimde yükseldiğini hissediyordum. Benden başka hiç kimsenin ona zarar vermeye hakkı yoktu. Bunları düşündükçe Grindelwald'ı kendimin öldürmek istediğimi fark ettim. Hayatını elinden alırken gözlerindeki ışığın sönüşünü izlemek istiyordum. 

değişim~tomioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin