Duyguların Dile Gelmesi

228 7 3
                                    


Herkese merhaba! 1 yılı aşkın süredir yokum buralarda. Bu kitabı yazmaya gerçekten küçükken başlamıştım. Ve gerçekten pek de beğenmediğim bir kurgu ile başlamışım. Bu düşünce yüzünden yazmayı bırakmıştım ta ki 2 gün önce girip seneler sonra bile gelen voteleri görmeme kadar. Dedim ki neden düzeltmiyorum hikayeyi? İsmini değiştireceğim bir kaç gün sonra ve daha çok, daha düzenli yazmaya başlayacağım.
Şu zamana kadar ben olmasam bile siz benimle olduğunuz için çoooooooooook teşekkür ederim umarım bu bölümü beğenirsiniz!


-Alev'in Ağzından-

İnan dedim içimden, inan bende seni sevmek istiyorum. 

Ne kadar süredir sarıldığımızı hatırlamayarak kollarımı yavaşta çektim ondan. Geriledi ve elimi elinin içine aldı ardından denize doğru dönerek;

''Bu kadar kısa sürede kendimi sana kaptıracağıma inan hiç inanmıyordum. Seni ilk gördüğümde benim için çok uzak biriydin sırf kendimle yarış halinde olmak için sana yanaşıyordum, olmayacağını biliyordum ama gel gör ki oldu.'' 32 diş sırıtmasını gösterdi yine, gerçekten bu gülüş içimdeki seneler önce ölmüş kelebekleri hareketlendiriyordu sanki..

''İnan bende bilemezdim, daha önce senin gibi biriyle takılmayı geç, yan yana bile yürümedim. Ama senin yanında olmak, seninle olmak anlamsızca mutlu ediyor beni. Bana ne yaptığını bilmiyorum, anlayamıyorum. Bazen kendimle konuşuyorum, 'Alev sen ne yapıyorsun, kim bu çocuk' diyorum ama içimden bir ses yaptığımın doğru olduğunu, seni en çok tanıyanın ben olduğumu söylüyor. Gerçekten bana ne yapıyorsun?''

Denize bakarken yüzüne hafif bir sırıtma oldu ardından gözlerini kapadı. 

''Sana ne yapıyorum yada sen bana ne yapıyorsun bilmiyorum ama bu hisler yanlış olamaz. Ne yapıyorsak doğru olduğuna eminim'' dedi bu dedikleri o kadar doğruydu ki içime dokundu.

''Hadi gidelim'' dedim. Nereye demedi, neden demedi. Sadece elimi tutan elleri tamam dermiş gibi daha çok sıktı ellerimi. Onu sahil kenarındaki cafeye götürecektim. Her zaman gelmek isteyip 'ben cafelere gitmem' temalı egom yüzünden gitmediğim tatlı cafeye.

İçeri geçip oturduk karşı karşıya. Gözlerinde duygusallık vardı çok derin bakıyordu gözlerimin en içine bu durumdan rahatsız olmam gerekirken çok hoşuma gidiyordu bende aynı şekilde ona baktım. Kafasını sağa sola salladı bu sefer gözleri mutlu bakıyordu ama onu tanıyan herkes içindeki acıyı görebilirdi

''Ne içiyoruz.'' dedi.

''Elma suyu'' dedim sırıtarak. Ne olduğunu anlamasını istedim, moreli yerine gelmişti garsonu çağırıp ''2 elma suyu'' dedi kafasını sallayarak uzaklaştı garson.

''Eee'' dedim sessizliği bozarak.
''Bu gece bize gelmek ister misin?'' tüm masumluğu ile bi anda sormuştu bunu.
''Ha?'' dedim kamyoncu ruhumu ortaya koyarak. Onun hoşuna gitmiş olacak ki güldü, öldüm.
''Bu gece diyorum ailenden uzaklaşmış olursun hem, senin için de iyi olur, ne dersin?'' hoşuma gitmişti.
''Bu gün boşanacaklardı sonunda benim için çok iyi olur, teşekkürler'' dedim gözlerinin içine bakarak o anda içeceklerimiz geldi.

Elma sularımızı içerken bana eski okulundaki arkadaşlarıyla olan anılarını anlatıyordu. Aslında gerçekten hayatını yaşıyormuş, zengin ana kuzusu. Ama ben daha çok onun gülüşüne odaklandığım için dinleyemedim, yeri geldiğinde güldüm tabiki..
İçeceklerimiz bittiğinde hesabı ödeyip

''Gidelim mi?'' dedi.
''Nasıl emrederseniz mazajte.'' dedim gülerek hoşuna gitti elimi tuttu ve ikimizde gülerek arabasına gittik.

Radyoda sevdiğim şarkılardan biri çalıyordu Belki Alışmam Lazım. Onun da sevdiği şarkı olmalı ki ikimiz de söylemeye başladık. Günümüz güzel geçiyordu salak salak gülerken evlerinin önüne geldik. Hızlıca inip benim kapımı açtı.

''Buyrunuz mazajte.'' dedi elini uzatırken taklidimi yaparak. Elini tuttum ve sırıttım.
Kapıyı hizmetli olduğunu tahmin ettiğim teyze açtı.

''Hoş geldin yakuşukli oglum'' dedi sevecen bi tavırla Deniz'e baktığımızda halinden memnundu. Ardından bana dönerek.
''Bu güzel hanım kızımız da kim?'' dedi hanım kızımız dedi. Gülmeden edemedim. Deniz de anlamış olacak ki güldü ama ardından aklına birşey gelmiş gibi durdu ve bana baktı. Ne diyeceğim der gibi. Bu halini görünce gülüşüm daha çok derinleşti. O da bundan cesaret alırmış gibi.

''Sevgilim.'' dedi bir anda durdum, gülmeyi kestim. Bu söz içimde tarif edemeyeceğim duyguları ayaklandırmıştı. Ne hissettiğimi anlayamadım o da anlamama fırsat vermeden.
''Biz odamdayız Ayşe teyze'' diyerek beni merdivenlere götürdü. 

Odasının kapısının önünde durarak tek kaşımı kaldırdım;
''Sevgilim?'' dedim imalı bir şekilde. O 32 diş sırıtmasını göstererek 
''Efendim sevgilim.'' dedi ve sinirli bir şekilde bakmama fırsat vermeden kapıyı açtı.

Daha önceden gördüğüm bi yer olduğundan çok şaşırmadım ama odanın büyüklüğü ve düzenliliği beni yine şoka uğratmıştı. Önceden rahat rahat bakamadığım için yatağının üstünde bağdaş kurdum ve incelemeye başladım. Beyaz hakimdi odasında resimler vardı ve kitaplar ama bunlara rağmen fazlaca düzenliydi. Tam benim zıttım bir odaydı. Düşüncelerime dalmışken gözümün önünde bir el sallandı.

''Alev?'' dedi.
''Efendim'' dedim tüm samimiyetimle. 
''Bak yanında bi kaç kıyafet var. Ben çıkıyorum odadan sen rahat rahat giyin.'' dedi. Cevap vermeme fırsat vermeden odadan çıktı. O gidince esnedim ne ara bu kadar yorulmuştum. Bana verdiği kıyafetler siyah kısa bir şort ve beyaz bir üsttü. Şortun annesinin olduğu bariz belliydi ama tişört onundu. Üstümü giyinip yatağına yattım. Ve onun kokusu ile mest olmuş bir şekilde kendimi uykunun kollarına attım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 18, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bad Girl.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin