BÖLÜM {1}

4.2K 236 820
                                    

Ara sokağın başında durdu adam. Tek istediği yeni doğacak kızının hayatı boyunca arkadaş olabileceği bir şeydi. Belki bir dost belki bir arkadaş olabilecek bir evcil hayvan. Ama hala ne alması gerektiğine karar verememişti. Kuş mu? Hayır. Çok fazla öter ve bir bebeğin uyuması için iyi olmaz... Balık mı? Bir balıkla yalnızca bakışabilir, hafızası 5 saniyede 1 resetlenen bir aptala ihtiyacı yok! Peki ya kaplumbağa? Sürekli olarak kaçabilir... Bir maymun? Belki de bir şempanze? Olmaz... Çocukları sevmeyen ve tüm ilgiyi kendilerine çekmek isteyen hayvanlardır. Ayrıca köşklerini de altüst eder... Ya bir köpek nasıl olur? Küçük yavru bir süs köpeği? Sürekli olarak onunla oyun oynar! Ya da bir kurt köpeği? Onu her zaman her şeyden korur! O halde küçük kızını hem koruyabilecek hem de onu eğlendirebilecek bir köpek almalıydı!

Şehirdeki tüm hayvan satan yerleri, barınakları gezmişti. İnternette bakmadığı yer kalmamıştı. Tek umudu burasıydı... Babasının eski bir dostu onu buraya yönlendirmişti. Eğer bu da işe yaramazsa yeni doğan kızını, süt annesine vericek ve büyüyüp bir genç kız olana kadar onu yanına almayacaktı. Tabi ki de bunu kendisi istemiyordu! Sadece zorunda kalmıştı...

Bir bebeğin, kocaman bir köşkte yalnız başına kalması isteyeceği son şeydi. Elbette hizmetçiler, aşçılar, bahçıvanlar, kahyalar ve daha bir çok görevli vardı evde. Ve hepsi de son derece sadık çalışanlardı. Ama hiçbirine biricik kızını emanet edemezdi... Kızının bir dosta, onun ailesi olabilecek ve onu koruyabilecek bir arkadaşa ihtiyacı vardı. Ve çalışıp işiyle meşgul olan ebeveynler bunu ona veremezlerdi. Onu her ne kadar sevseler de...

Adam ara sokağa girdi. Tamamen ıssız olan bu yolun sonuna kadar gitmesi ve çıkmaz sokak olduğunu anlaması gerekliydi. Ve gereken oldu. Adama, yolun sonundaki kapıyı çalması söylenmişti. Ama bu sokak 2 terk edilmiş eski fabrikaların duvarları arasında kalan bir çıkmaz/ara sokaktı. Karşısında tuğladan örülmüş bir duvar duruyordu ve yaklaşık 3 metre kadar yüksek gibi böünüyordu.

Adam öfkeyle elini cebine attı. Onu bu kadar işinin arasında bir de çıkmaz bir ara sokağa mı yollamışlardı yani?! Telefonunu cebinden çıkaracağı zaman, duvarda duran daha yeni fark ettiği kapı koluna bakakaldı. Az önce burda olmadığına emindi oysaki...

Yavaşça elini cebinden çıkarıp ilk defa gördüğü kapı koluna uzattı. Kolu kavradığı gibi duvarda bir kapı belirdi. Duvarla aynı şekilde görünüyordu ve yakından bakılmadığı sürece fark edilmiyordu. Adam kolu bırakmadan diğer eliyle kapıyı çaldı. Ve içerden bir ses gelmesini bekledi. 5 saniye içinde de biri 'Gel!' diye seslendi. Adam yavaşça kapıyı açtı ve içeri girdi.

Son derece ferah ve rahatlatıcı bir ortamdı. Onu buraya yönlendiren kişi buranın, aradğı her şeyi bulabileceği bir yer olduğunu söylemişti. Ama burası bomboş denilebilecek kadar sadeydi ve hiç kimse yoktu. Sadece yerde minderler ve bir dolap vardı. Uzun bir dolap.

''Kimse yok mu? Affedersiniz, buraya birisi akıyor mu?'' diye seslendi adam. Yanlış yere gelme ihtimalinden şüphelendi ve kapıya doğru geri döndü. Ama kapı orda yoktu. Ne kapı kolu ne de kapı...

''Neden misafirimiz olduğunu önceden söylemedin .....? Çok fazla misafirimiz gelmiyor, biliyorsun! Gelenlerin kıymetini bilmeliyiz, değil mi?'' Bir anda arkasından yaşlı bir adam sesi geldi. Arkasını döndüğünde gerçekten de yaşlı bir adam vardı. Boyu kendisinden kısaydı ve biraz sakalı da vardı. Çiçekli, kırmızı bir Hawaii gömleği vardı ve kapri bir şort giyiniyordu.

''Sen yeni doğacak kızına bir arkadaş arıyor olmalısın ha?'' diye sormuştu yaşlı adam. Adaö biraz şaşırmış, karşısındaki yaşlı adama dikkatle bakıyordu.

SAHİBİNİ KORU! (MARICHAT)Where stories live. Discover now