12.Bölüm- Anlaşmanın Kırıntıları

282 107 123
                                    

Bölüm şarkısı; The Script-Nothing.
Benim için anlamı büyük bir şarkıdır. Umarım beğenirsiniz :)

"O kabuslardan kurtulmam için öğrenmeliyim. Bunu en hızlı şekilde yapabilecek kişi o. Ondan başkası değil''


ilk önce ateş ufacık bir yangınla tutuşmaya başlar. Körüklendikçe ateş daha da tutkulu bir hale gelerek yangınını büyütür. Büyüyen yangın etrafına zarar vermekten kaçınmaz,yakar. Ateş'te sanki böyleydi. Bir şeyler olmuştu ona ve bu başına gelen şey ateşini körüklemişti. Ne zaman,kim tarafından,neden bilmezdi ama her an ateşi daha da büyüyebilir ve ilk başta kendisine zarar vermeye başlayabilirdi.

Karşısında ki adamın ciddiyetine baktı Duru. Bu cümleler onun beynini uyuşturuyordu sanki. Amacından sapan bu durumu gözden geçirmeliydi.

ne diye böyle şeyler diyordu ki bu adam ?

Bir şey demeden sadece bakıyordu Duru,adama. Elini usulca kapı kulpuna kadar götürürken bile bakışları halen Ateş'in gözbebeğindeydi Bir boşluk arıyordu aslında kız. Dalga geçtiğini anlaması için bir boşluk ama bulamıyordu.

Genç kız kapı kulpunu açarken yine kaşları çatık bir şekilde şaşkınlığını atamamış bir ifadeyle duruyordu. Düşünmesi lazımdı. Yorumlaması. Sonra da uygun olanı yapması.

''Arıyacağım seni'' Mırıldanmasını genç adam duymuş muydu ? umursamadan indi arabadan. Onu izleyen bakışları görmüyordu ama tam olarak sırtının ortasında hissediyordu. bu onu titretirken sağlam adımlarla arabaya ilerlemeye devam ediyordu. Arabasına binip ona bakan Ateş'i umursamadan hızla arabasını sürdü.

Derin nefesi arabanın sessizliğini bozuyordu adamın. Kafasını koltuğun başlığına yasladıktan sonra öylece denize baktı. Daha yeni dudaklarından hangi kelimeler dökülmüştü öyle ? pişman mıydı peki ? hayır! Zerre kadar pişmanlık duymamıştı çünkü birden içinden gelen cümleler bunlar olmuştu. Eski haline mi dönüyordu yoksa ? Bilmiyordu ama o kızda bir şey vardı. Onu kendisine çeken bir şeyler. Doğruldu ve hırsla direksiyona vurdu. Elinin acımasını umursamadan bu hareketi defalarca kez tekrarladı. Ne içindi bu siniri ? Kızın kabul etmeyeceği kesindi. Kendisine kızdı bir an Ateş. Ne diye edecekti ki zaten ? En başında zaten bu yola tek çıkmamış mıydı ? Bu oyuna o tek başına başlamıştı şimdi neden başkasına ihtiyaç duysun ki ? Ama kızı istiyordu Ateş. Ona ihtiyac duymasını istiyordu. Ona güvenmesini ve bu oyuna onunla devam etmesini istiyordu. 'Neden?' sorusunu sormak saçmaydı. Belki cevabı yoktu belki de vardı ama farketmezdi. Sadece istiyordu.

Buluşma yerinden çıkıp arabayı son sürat kullanan Duru,çevresinde ona çalınan uyarıcı korna seslerini umursamıyordu. Savaş'la konuşsa iyi olacaktı. Telefonunu çıkartırken yavaşladı.Parmakları hızla ekranda gezindi. Hoporlöre aldığı telefondan Savaş'ın sesini duyduğunda rahatlamıştı.

''Efendim''

''Savaş'' bir yakarış döküldü Duru'nun dudaklarından.

''Duru!Duru,iyi misin?''

Elinin tekini saçlarına geçirip diğer eliyle de arabanın hakimiyetini sağlayan Duru derin nefesler aldı.

''İyiyim. eve gidiyorum müsait-''

''Hemen geliyorum. Dikkat et.''

Bunu seviyordu Duru. Onu düşünmesini,onun için endişelenmesini seviyordu. İyi hissettiriyordu çünkü. Biri için önemli olduğunu düşünüyordu. Her ne kadar öyle olmasa da bu boktan hayata karşı yalnız olduğunu hissetmek istemiyordu ama gerçekliğe karşı da çıkamıyordu. Yalnızdı! Birbaşınaydı. Ablasının ne halde olduğunu bile bilmiyordu ki.. Anne ve Babası dese genç kız onları her ne kasar tüm hücrelerinde hissetse de yalnız olduğunu biliyordu.
Başına bir iş geldiğinde koşup sarılacağı bir ailesi yoktu ki bu gerçeklik bıçak gibi kesiyordu benliğini.


Kuşkularla Dans #wattys2018 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin