2. Bölüm

3.5K 186 20
                                    

"Derhal burada olanları öğrenmek istiyorum!"

"Öğreneceksin."

"Ne zaman?"

"Aşırı sabırsızsın Katherina."

"Umurumda değil!"

"Pekala, seninle anlaşılmıyor." deyip telefonunu eline aldı. Anlaşılan annemi veya babamı arayacaktı.

"Alo."

"Alo Edward?"

"Kusura bakmayın kızınız durmuyor. Fazla sabırsız." dedi sanki bir bebeğin ağlamasını durduramamış gibi.

"Anlaşıldı, geliyorum." Ben... Ben babamın söylediklerini nasıl duymuştum? Artık aklım ermiyordu. Kafam karışmıştı. Pekalâ, şu aşırı gizli şey neydi? Çok merak ediyordum. Lanet olsun ki; hep de merakıma yenik düşüyordum. Fakat bu sefer sabırlı olacaktım. En azından deneyecektim.

"Geliyorlar."

"Duydum."

"Tabii ya. Anlamalıydım."

"Neyi?"

"Bilerek mi yapıyorsun yoksa cidden saf mısın?"

"Hakaret etmeyi keser misin?" Derin bir nefes aldı.

"Baban geldiğinde öğreneceksin o çok merak ettiğin lanet şeyi."

"Sen benim..." dememle beraber kapı çaldı. Edward hızlı adımlarla kapıyı açtı. Babam annemle beraber gelmişti. Annem biraz sinirli gibi duruyordu.

"Oturun şöyle." diyen babamın sözünü dinledim. Karşılarındaki koltuğa Edward ile beraber oturduk. Ne anlatacaklarını gerçekten çok merak ediyordum. İki gündür gizli olan o meşhur şeyi.

"Geçmişini getir aklına Kat. Bir şeyler gördüğünü söylemiştin."

"Anlamadım?" dedim sorarcasına.

"Küçükken, 14-15 yaşlarındayken."

"Hatırlıyorum da ne alaka konumuzla?"

"Söyle sen, Edward da duysun."

"Ses dalgalarını ve sıcaklıkları görebiliyordum."

"Ne! Sen ciddi misin?" diyerek haykıran Edward'a baktım.

"Neden soruyorsun bunları bana?"

"Katherina sen..."

"Ben ne, baba, ben ne? Sıkıldım artık. Birkaç gündür sürekli sanki ben, ben değilmişim gibi davranıyorsunuz."

"Bunu ben sana söyleyemem. Yani yarın akşam söyleyeceğim. Sırası değil."

"Baba..."

"Lütfen, Kat." Bu dediklerine de uymuştum. Yarın akşam artık cevabımı alacaktım. Sonunda. Sanki insan değilmişim gibi. Saçmalık!

"Buna da tamam. Ben yatıyorum, iyi geceler."

"İyi geceler." Yavaş adımlarla odama çıktım. Arkamdan belki bir şey söylerler diye ummuştum ama umduğum gibi çıkmamıştı. Odama geldiğimde pijamalarımı üzerime giydim. Yatağıma uzandığımda nereden geldiğini bilmediğim bir rahatlık beni bu düşüncelerden alıkoydu. Daha fazla kafamı yormamam gerektiğini anladım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

  Sabah kalktığımda aşağıdan gelen bağırma sesleriyle irkildim. Sabah sabah neyin kavgasıydı bu böyle?

  Üzerime beyaz ve dar bir tişört, altıma asker desenli şortumu giydim ve saçlarımı kalemlikte duran kalemle tutturup aşağı indim.

Küçük MelezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin