4

1K 61 76
                                    

Sans' tan

Ben hariç herkes filmin ortasında uyumuştu. Alphys, Undyne'nın dizinde, Toriel, Papyrus'un omzuna Asriel, Metatton'a sarılmış, Naps ise Metatton'un kafasındaydı. Frisk benim önüme oturmuştu. Ona sarıldım. Her film gecesi böyle oluyordu. Frisk her film gecesi bana sokulurdu. Bende ona sarılırdım. Gözlerime bir ağırlık çöktü. Kafamı Frisk'in omzuna koydum ve uyudum. Sabah herkes uyuyordu. Biri eksikti. Frisk! Yerimden kalktım. Evdeki bütün odalarda onu deli gibi aramaya başladım. Yoktu. Hiçbir yerde. Labaratuvarda bile. Neredeydi bu kız?

-Millet kalkın Frisk kayıp! Kalkın Frisk hiçbiryerde yok!

-Ne?! Ne diyorsun sen Sans?!

-B-bende bilmiyorum. Uyandığımda yoktu... Hayır! Hayır,hayır,hayır!

-S-sans neler oluyor? Frisk hakkında birşey mi biliyorsun?

-W.D. Gaster. O-o geçen gün Frisk'in odasındaydı. Onun ruhunu istiyor olmalı. Ç-çabuk Gaster ona bir zarar vermeden gitmeliyiz! Herkes hazır mı? Kestirmeyi kullanacağız! Gaster'ın inine geldiğimizde Frisk'i gördüm. Kollarından duvara bağlanmıştı. Ağlamaktan gözleri şişmişti. Yanına koştum. Ama onu koruyan bir bariyer vardı.

-Gaster seni aşağalık! Frisk'i bırak yoksa...

-Yoksa ne olur? Sinirden kudurmuştum. Gaster Blaster'larım devreye girmişti. Herkes sinirden kudurmuştu. Bir anda Gaster'a saldırdık. Amacımız onu zayıf bırakmak ve Frisk'i kurtarmaktı.

-Tekrar söylüyorum. Frisk'i bırak!

-Cesedimi çiğnemen lazım. Parmaklarımı şıklattım.

-Özel saldırımı kullanınca kemiklerim çok yoruluyor ama sen istedin. Sağımda ve solumda uzanan uçsuz bucaksız Gaster Blaster'leri ona yönelttim.

-You gonna have bad time! (Kötü zaman geçireceksin!) Parmaklarımı birdahaki şıklatışımda heryer bembeyaz oldu. Sonunda W. D. Gaster ölmüştü. Ben ise yorgunluktan yere yığılmıştım. Hatırladığım tek söz şuydu.

-Sans! Sonrada birkaç ağlama sesi.

Frisk'ten

Sans beni kurtarmıştı. Ama kendisini çok yormuştu. Undyne beni çözer çözmez Sans'ın yanına koştum. Kafasını dizlermin üstüne aldım.

-S-Sans ben b-burdayım. Senin y-yanında. Aç gözlerini. Biraz kıpırdandı. Sadece uyuyordu. Alnına bir öpücük kondurdum.

-Hadi yardım edin. Onu eve götürelim. Hep birlikte Sans'ı eve taşıdık. Uyanınca bana baktı.

-Frisk. Sen iyi misin?

-Ben iyiyim. Fazla hareket etme. Bugün rahatlamanı istiyorum. Alnına bir öpücük kondurdum. Yüzü yine mavileşmişti. Çok şekerdi.

-Ketçap ister misin?

-Tabiki. Mutfağa gidip ona ketçap getirdim...

Ne  Zaman  Büyüdün?Where stories live. Discover now