3

1.1K 80 111
                                    

Frisk'ten

Mutfağa girdiğimizde mis gibi bir krep kokusu vardı. Papyrus kendini yıllar içinde geliştirmişti. Artık harika yemekler yapıyordu. Sans ve ben masaya oturduk. Papyrus krepleri masaya getirdi. Dikkatimi Papyrus' un önlüğü çekti. "Bon apetitte" yerine "Bone apetitte" yazıyordu. 'E' oraya sonradan eklenmişti. Tabiki Sans' ın işiydi.

-Sans Papyrus' un önlüğündeki yazıyı sen mi değiştirdin? Kıkırdadı.

-Papyrusta bana ilk kızmıştı ama sonra kabullendi. Evet yani ben yaptım.

-Seni şapşik iskelet. Hadi yemeğini ye. Bugün yorulacağız gibi duruyor.

-Bugün acayip eğlenicez. 18. yaşının ilk günü bu. He şey... Ketçabı uzatır mısın?

-Sans iğrençsin! Al. Herkes yemeği yedikten sonra lavaboya gittik ellerimizi yıkadık ve çıktık. Dışarı çıkınca bacaklarım üşümeye başladı. Sans bunu fark etmiş olacakki hırkasını çıkarıp belime bağladı.

-Şimdi oldu gibi.

-İlk Grillby' ye uğrayalım. Kızartmalarını özledim.

-Hadi kestirmeyi kullanalım. Elimden tuttu. Gelmiştik bile. İçeriye girdik.

-Merhaba Sans! Merhaba- İnanamıyorum Frisk ne kadar büyümüşsün! Ne istersiniz?

-İki kızartma lütfen Grillby. Benimki bol ketçaplı olsun.

-Benimki de bol tuzlu.

-Tabiki. Hemen getiriyorum.

Sans' tan

Grillby kızartmaları getirmeye gitmişti. Frisk'e baktım. Cidden hiçbirşeyin farkında değildi. Gerçekten saftı. Grillby'nin ona nasıl baktığını görmemişti.

-Frisk.

-Efendim?

-B-ben...

-Evet sen?

-B-ben... Boşver. Önemsiz birşeydi.

-Sans sorun ne?

-Bir sorun yok.

-Sans. Bana yalvaran gözlerle baktı. Ben ne yapacaktım. Bu bakışlara karşı zaafım vardı.

-Sorun Grillby. Neredeyse içine düşecekti.

-Birileri kıskanmış!

-Ne?! Hayır! Saçmalama. Onun nesini kıskanayım? Hemde nasıl kıskanmıştım. Kimse benim hoşlandığıma yaklaşamazdı. Grillby kızartmaları getirdi. Friske göz kırptı. Cidden sınırları aşmıştı. Frik'e çaktırmadan Gaster Blaster'larımı devreye soktum. Grillby korktu ve gitti.

-Kızartmalar nasıl?

-Tom üstedigim gubi. Bana döndü bütün ağzı kızartmayla doluydu. Kızartmalar bitince lunaparka gittik. Çarpışan arabalara bindik. Birbirimize çarpmamaya çalıştık ama elde değildi. Panayır oyunlarından birine gittik. 3 tane balon patlatırsak panda oyuncağı kazanacaktık. İlk denemeyi ben yaptım 3'te 2 yaptım. Sıra Frisk'teydi. Dart oklarını aldı ve balonlara attı. Hepsini tutturmuştu. Pandayı aldı.

-Hadi korku trenine binelim.

-Frisk sen karanlıktan korkarsın.

-Ama adrenaline bayılırım. Hadi! Kolumdan çekerek beni korku trenine götürdü. İçeri girer girmez Frisk koluma yapıştı. Cidden harika bir gün geçirmiştik. Hız trenine bindik. Alphys ve Undyne ile video oyunu oynadık. Asriel ile yüzdük. Akşam olunca eve gittik. Bu gece film gecesiydi. Hepimiz televizyonun başına oturduk ve izlemeye başladık...

Ne  Zaman  Büyüdün?Where stories live. Discover now