1

1.7K 104 128
                                    

Frisk'ten

18. Yaş günümde yine yeraltı dünyasındayım. Yine o dağa tırmandım ve o büyük yarıktan sarı çiçeklerin üzerine atladım. Ailemin yıllar önce ölmüş olmasından dolayı büyükannemle kalıyordum. Şimdi ise yeraltı dünyasında arkadaşlarımla yaşayacaktım. Herzamanki gibi beni ilk Flowey karşıladı.

-Howdy Frisk! Artık bizimle yaşayacağını duydum.

-Evet Flowey. Doğru duymuşsun.

-Hadi Toriel seni bekliyor. Görüşürüz

-Görüşürüz. Koşa koşa harabelerin o dev gibi kapısından girdim. Toriel'i ve Asriel'i görünce sevinçten ağlamaya başladım.

-Toriel! Asriel!

"Frisk!" İkiside bana koşup sarıldı.

-Benim küçük Frisk'im ne kadar da büyümüşsün.

-Frisk benimle evlenir misin? Asriel'in yüzüne boş boş bakmaya başladım.

-Dostum ciddi misin?

-Tabiki hayır! Sadece şakaydı. Asriel'e sarıldım. Sonra ondan ayrılıp Toriel'in elini tuttum. Asriel koluma girdi ve yola koyulduk...

Sans' tan

Nerede kaldılar acaba? Başlarına bir iş gelmesin? En iyisi Toriel'i aramak.

-Alo Tori. Bir sorun yok değil mi?

-Ah Sans! Kaç kere tekrarlamam lazım. Sorun yok! Hatta Snowdin' e girdik.

-Tamam geliyorum. Telefonu kapadım.

-Gelmişler! Ben onları almaya gidiyorum siz son düzenlemeleri yapın. Frisk'in 18. Yaş gününün unutulmaz olmasını istiyorum.

-Sen merak etme kardeşim. Biz halledicez. Mavi kapşonlu hırkamı giyindim. Kestirmeyi kullanma vakti geldi. Onları görünce yanaklarımın mavileşmeye başladığını hissettim. (Evet mavileşiyor.) Çünkü Frisk... Aman tanrım çok... Çok güzeldi. Baya bir boy atmıştı. Boylarımız yine eşitti. Ama ben ondan az uzundum. Yine kot şortu ve mavi üstüne mor çizgili kazağı vardı. Kazağını şortunun içine vermişti. Saçları eskisinden daha uzundu. Saçlarını at kuyruğu yapmıştı. Ama gözlerindeki parıltı hiç değişmemişti.

-Sup, kiddo?

-Sans! Seni çok özledim. Sana bir hediyem var. Hazır mısın?

-Evet! Arkasında tuttuğu şeyi önüne aldı. Bu bir yastıktı.

-Uyumayı ve ketçabı ne kadar sevdiğini biliyorum. Bu yüzden sana ketçap kokulu bir yastık almak istedim. Umarım beğenirsin. Elindeki yastığı bana uzattı. Cidden harika bir ketçap kokusu vardı.

-Saol Frisk. Hadi gidelim. Bir kestirme biliyorum. Işınlanma gücüme kestirme demeyi seviyordum. Nedenini bilmesemde hoşuma gidiyordu. Eve geldiğimizde içerisi kapkaranlıktı. Frisk karanlıktan çok korkardı. Işığı açtığımızda Frisk'in koluma yapışmış olduğunu gördüm.

"İyiki doğdun Frisk" herkes bir anda söylemişti. Frisk'in kolları gevşedi ve benim kolumu bıraktı. Sıra pastadaydı.

-Toriel sana en sevdiğin karemelli ve tarçınlı pastadan yaptı. Toriel mutfaktan pastayı getirdi. Frisk eline bıçağı aldı.

-Şimdi size bir taklit yapacağım. Ama biraz açılın kimseye zarar gelsin istemem. Herkes geriye doğru 3 adım attı.

-Ben Chara. Ben bir psikopatım. Herkesi öldürücem. Önce senden başlayacağım pasta! Elindeki bıçakla pastayı kesti. Hediyeler açıldı ve akşam oldu. Bu gece Frisk bizdeydi. Kendi yatağımı ona verdim. Bende kanepede uyudum...

Ne  Zaman  Büyüdün?Onde as histórias ganham vida. Descobre agora