36-Güçlüyüz, Cesuruz, Hazırız!

5.1K 272 21
                                    

Altan ile poligonda buluştuğumuzda gülümseyerek yanına gittim.

"Altan." Diyerek iddialı bakışlar attığımda onun da benden kalır yanı yoktu.

"Eva." Diye kaşını kaldırarak tepeden baktı.

"Hazır mısın?" diye sorduğunda askeriye kullanılan sözü söyledim. "Güçlüyüz, cesuruz, hazırız." Dediğimde gülümsedi.

"Bu kadar güveniyorsun yani kendine." Dediğinde alaycı bakışlar atıyordu. Aynı gülümsemeyi bende takınıp konuşmaya başladım.

"Altan, canım. Ben arama-kurtarmada değilken kısa bir süre iki üç ay gibi bir dönemde dahi olsa helikopterden atışlar yapıyordum. Hani burada yirmi beş, otuz metre mesafeden atış yap ama orada havadan ateş edilir. Anlatabildim mi?" diye sorduğumda kaşını kaldırıp gülümsemeye devam etti.

"Anlatabildin güzelim hadi başlayalım bir ifadeni alayım istersen." Dediğinde gülümseyerek konuştum. "Hay hay." Diyerek gözlükleri takıp kulaklıkları kulağımıza yerleştirdik. "Bayanlar önden." Dediğinde masasının üzerinde bulunan silahı alıp kontrol ettim. Kollarımı uzatıp nişan aldığımda hedefe kitlenip atışlar yaptım. Şarjör boşalana dek ateş etmiştim. Şarjör boşaldığında silahı masaya bıraktım ve gülümsedim. Güzel noktalara hedef almıştım.

"Daha ben atışımı yapmadım güzelim hiç gülümseme istersen." Dediğinde kollarımı iki yana açtım. "Hedef tahtası önünde. Hadi bakalım." Dediğimde nişan aldı. Başını hafifçe eğdiğinde poyumdaki erkek mankenlere toz yutturacak bir görüntü gözlerimin önüne serilmişti.

Art arda yaptığı atışlar ile sarsılmaz bir kaya gibi duran Altan yanımdayken atışlarına değil ona kilitlenip kalmıştım. En son masaya silahı bıraktığında dikkatimi toplayıp hedef tahtasına baktım. Kafa kafayaydık.
**

Oturmuş çaylarımızı ve simitlerimizi yerken bir yandan da bana çıktığı görevleri anlatıyordu. Merakla dinlerken bir yandan da çayımı yudumluyordum.

"Neden seni tek başına operasyona yolluyorlar. Bu doğru mu? Yani neden ekipçe operasyona çıkmak varken sadece sen gidiyorsun?" dediğimde simidinden bir parça koparıp çiğneyemeye başladı.

"Çünkü ben görevlere tek çıkmak için yetiştirildim Eva. Subayken değil ama birime girdiğimde ona odaklı eğitimler aldım. Önemli bir operasyon mu var? Tak bir telefon Altan gel. Giderdim. Görev var, tamam toplandım falan. Altan Deniz çıkıyor göreve halleder deyip rahatlıyorlardı."

"Peki zor olmuyor mu tek başına?"

"Tabi ki zor ama sürüden ayrılanı kurt kapar demişler değil mi? Benim bir sürüm yok. Tek başımayım. Tek başına olursan hızlı düşünmek zorunda kalırsın. Sonuçta operasyondasın, belki ölüm kalım anı. Beni görevlere tek çıkarmalarında bir amaç daha var. Eğer ekipte birkaç kişi olduğunu varsayalım. Göreve çıktık. Çatışma çıktı. İki kişiyi rehin aldılar. Bu iki kişiyi kullanarak bizi birbirimize düşürebilirler. Yani anlatmaya çalıştığım şey iki kişi karşılıklı olarak duruyor. İkisi de rehine. Adam geldi ekip arkadaşını kafasına silahı dayadı. Söylemezsen vururum. En basiti. Ekip arkadaşın demek her şeyin demek. Ekip arkadaşın demek sen demek. Adam ölmesin diye söylersin. Eğer senin kafana silah dayamış olsalar benden bilgi isteseler her ne kadar zayıflık olsa da bende söylerim. Ama ben operasyona tek çıkıyorum. Kimi kullanıp benim üzerimden bilgi alacak? Kimse yok. Eğer benden bir şey istiyorsa beni öldüremez de. He gözü karardıysa vurur eyvallah orası ayrı mesele." Dediğinde yudumlamakta olduğum çay boğazımda kaldı. Ayağa kalkıp göğsüme vururken Altan söylediği şeyin pişmanlığını yaşıyor gibi değildi.

Gökten Düşen Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin