Bölüm 39 - Vale

37.6K 2K 108
                                    

Sa-sa-sa sahur time süpriziiiii!!!

Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar ;)





Her şey çok hızlı olmuştu. Sadece iki hafta önce Deniz'le yeni ve mutlu bir hayata başlamayı planlıyorduk. Şimdiyse onun Kerem'in yanında olduğunu bilmenin ızdırabıyla, ondan kilometrelerce uzakta çabalamaya devam ediyordum.

Ondan geride kalan yüzüğe dokudum. Onu yanımda kalbimde hissetmemi sağlıyor gibiydi. Siyah bir ipe geçirip boynuma asmıştım. Ona tekrar takacağım güne kadar kalbime yakın taşımak istiyordum

Asya'nın yattığı hasteye sağ omuzumun üstünden son bir bakış attım. Doktor tedavinin olumlu gittiğini söylemişti. Ama Asya çok yorgundu bu canımı fena halde sıkmıştı. Bir süre yanına uğrayamayacaktım. Ama ben belki de gelecekte binlerce başka çocuğun onun gibi hayatının hastanelerde mahvolmasını engelleyebilecektim bu işi başarırsam. Sonra da er ya da geç de evime, kardeşime dönecektim.

Emre'nin motoruna doğru yürümeye başladım. Ailesi eve gelmişti. Bir sürede seyahate gitmeyecek gibiydiler. Emre bundan çok rahatsızdı çünkü artık evden kolay kolay çıkamıyordu. Motoru da rahat edeyim diye bana vermişti bir süreliğine. Zaten bahsettiğine göre annesi nefret ediyordu motosiklete binmesinden.

Kaskı kafama geçirmiş tam yola çıkıyordum ki beyaz bir araba frenlerini inleterek yanımda durdu. Kapısı açıldı ve başkomiser kafasını uzattı. Ben şaşkın şaşkın bakarken gel işareti yaptı.

Kaskımı çıkartıp elime aldım ve onu dinleyerek arabanın arka koltuğuna onun yanına bindim.

Araba yavaşça yol alırken konuştu. "Ne yaptın bakalım?"

"Halil'le konuştum. Artık borçlarımı böyle yavaş ödemek istemediğimi ayrıca para da kazanmak istediğimi anlattım ve eğer eskiden teklif ettiği iş geçerliyse o alana geçebileceğimi söyledim. Tek şartımınsa Emre'nin artık dövüşe çıkmaması olduğunu belirttim. "

Başkomiserin gözleri bir anda parladı ve sert mizacı daha da keskinleşti. "Böyle bir şey konuşmamıştık! Sana kafana gmre hareket edemezsin demiştim!"

Başımı sakince onaylar gibi salladım. "Evet ama Emre'nin bulaşmasına gerek yok, bari o yakasını kurtarsın. Zaten sadece beni istiyorlar. Onu daha yeni tanıdılar uyuşturucu işine almazlar. "

"Öyle ya da böyle Ali! Sözümden çıkmaman gerek! Bunu aklına sokmalısın!"

İyi adamlarla iş birliği yaptığımı kendi kendime tekrar ettim. Çünkü bu adam haddinden fazla patronluk taslıyordu.

"Kusura bakmayın efendim." diye tısladım dişlerimin arasından. Sağ elimde tuttuğum kaskı şimdi daha sıkı tutuyordum.

"Pekala..." dedi kirli sakallarını ovuşturarak. "Şimdi ne yapacaksın?"

"Bu akşam şehrin çıkışındaki eski fabrikaya gideceğim. Halil büyük işlere hemen giremeyeceğimi ama bende ışık gördüğünü bu yüzden söylenenlere uymam gerektiğini anlattı. Ne tür işler yapacağımı bilmiyorum. "

Halil bana uyuşturucu meselesinde iyi iş çıkarmam için taktikler veriyordu. Çünkü kendi keşfettiği birinin patron için işe yaraması onun da itibarını arttıracaktı. Özellikle benim onu kara çıkarmayacağına inanıyordu.

Bense çıplak gerçeğin farkındaydım. Beni bu kadar cazip yapan iyi dövüşmem, zeki biri olmam ama en önemlisi ortadan kaybolursam arkamdan gelecek bir ailemin olmayışıydı. Onlara yürektren bağlanacaklarımı düşünüyorlardı. Oysa benim ailem zaten vardı ve onlar için bu yola çıkmıştım.

Sokak DövüşüWhere stories live. Discover now