Takip

200 18 5
                                    

multimedya: Derin


Kafamdaki peruk, takınca kara sineğe benzediğim güneş gözlüğü, yoğun makyaj ve normalde asla giymeyeceğim kadar parlak deri tayımla oldukça rahatsızdım. Ada'ya 4793807. kez öfkeyle baktım. Ama ondan çok kendime kızıyordum.

Şu an Buğra'yı takip ediyorduk.

Ada iki gündür Kerem evde olmadığından ve Buğra'yla tek kalmak istemediğinden bizim evde kalıyordu. Kerem Ankara'ya bir arkadaşını ziyarete gitmişti. Ve evet, Buğra artık onların ev arkadaşıydı.

Buğra Ada'larla kalmaya başladığından beri Ada Buğra'nın sevgilisi olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. Bizde kalmasına rağmen onlarımn evini gören salon penceresinden tüm gün evi izliyordu. Ne zaman evden çıkıyor? Ne zaman geliyor? Eve birini çağırıyor mu? Evden çıkınca nereye gidiyor?... Özellikle de ' Evden çıkınca nereye gidiyor? ' sorusu zihnini meşgul ediyordu.

En sonunda " İstersen takip edelim Ada?" deyip gülmüştüm.  Ve o bana çok iyi bir fikir olduğunu söyleyip sarıldı.

Ya ben şakasına demiştim!

İki adımda bir cafe olan bir sokaktaydık, Buğra da bir kaç metre ötemizde.

" Ay en azından bara gitmiyor Derin."

" Ada mümkünse bir süre sesini duymak istemiyorum."

" Ama bu senin fikrindi."

" Ciddiye alacağını bilmiyordum!"

" Bekle hızlı yürüme fazla yakınındayız." dediğinde durdum. Önünde durduğumuz mağazanın camından yansımama baktım. Gerçekten hiç anlaşılmıyordu. Fazla değişmiştim. Bana ait olan tek şey kolumdaki bileklikti. Annem almıştı. Öyle çok değerli bir şey değildi ama annem hediye ettiğinden beri hiç çıkarmamıştım. Gümüş bilekli eskisi kadar parlamıyordu. Tam ortasında bir melek  figürü vardı.

Ada kolumu çekti. " Hadi devam."

Bir kaç metre sonra bir cafeye girdi Buğra. Cafenin kapısına geldiğimizde Ada'yı durdurdum.

" İçeri girmeyi düşünmüyorsun herhalde?"

" İçeri girmeyi düşünmek mi? Masasına oturmayı düşünüyorum." bir süre yüzüne baktım.

" Sen ciddisin."

" Tabi ciddiyim. Neden bu kadar uğraştık sanıyorsun? Mavi lensler bile seni değiştirmeye yetti buna rağmen yüzüne ten renginden 3 ton koyu Bülent Ersoy un bile 5 yıllık makyajına yetecek kadar fondöten sürdük. Şimdi yanağına düşen kirpiğini almak istiyorum ama parmağım deyince yüzünde bir boşluk oluşur diye korkuyorum."

" Üvey olduğumu öğrensem bu kadar canım yanmazdı. Hem beni bu hale sokan sensin! Bir de dalga  geçiyorsun. Ben geri dönüyorum."

" Şakaydı. Sadece şakaydı. Çok sade bir makyaj ki zaten bak cidden adeta  #nomakeup şeysi gibi." gözlerimi devirdim. 

" Bana yemek ısmarlıyacaksın."

" Söz." deyip öpücük attı. İçeri girdiğimiz an geri geri yürümeye başladım. Buğra bir masada oturuyordu. Rüzgar'la beraber!

" Ne yapıyorsun Cemre?" diye sordu Ada.

" Cemre kim lan?" dedim ani bir sinirle Rüzgar'ı görmeye tahammülüm yoktu.

" Sensin." dedi sonra fısıldayarak devam etti " Derin mi diyeyim ha ?!"

" Ne diyorsan de! Ben gidiyorum."

Eski Sevgilimin Yeni Sevgilisinin Eski SevgilisiWhere stories live. Discover now