-Sevgilin mi?

Bu soru ile yüzümde bir şok ifadesi belirdi.

-Ne?

-Sevgilin değil mi?

-Elbette hayır! Hatta arkadaşım bile değil!

-Beni yanılttığını itiraf etmeliyim.Sorunlu tipler hep hoşuna giderdi,senin.

-Ne demeye çalışıyorsun?

-Tamam,tamam.Sakin ol.Ben sadece...

-Sen sadece ne Rüzgar? Söylemek istediğin ne varsa söyle.Gergin olduğunu görebiliyorum.

Tam o sırada kapıdan üzerinde garson önlüğü ile Arslan geldi.Kolumdan tuttu ve beni ayağa kalkmaya zorladı.,

-Ne yapıyorsun?

-Süre doldu. Hızlı olmalıyız.

-Bırak Deniz'i.

Rüzgar ayağa kalmıştı ve yeşil gözleri onun kahverengi gözlerine sabitlenmişti.

-Gitmemiz gerek ayrıca bu seni ilgilendirmez.

-Gayet ilgilendirir.

Korumacı tavrı yine kabarmıştı,Rüzgar'ın.Birbirimizi tanıdık tanıyalı hep böyleydi.Beni koruyup kollardı.Tıpkı yakın bir dost gibi ya da kardeş gibi mi?.. Bu hiç aklıma gelmemişti.Beni kardeşi gibi mi görüyordu?Küçük,yaramaz ve başı beladan kurtulmayan,korunması gereken kardeşi olarak? Şöyle bir geriye baktığımda onun hep öyle davrandığını gördüm.Hep koruyan,gözeten,dediklerimi yapmaya çalışan ve her zaman her ne olursa olsun araya mesafe koymayı ihmal etmeyen? Bunları düşünmek yaralayıcıydı.

-Tamam,Arslan lütfen.

Sonra Rüzgar'a döndüm.

-Sonra konuşalım olur mu?

-Çıkışta seni almaya gelirim.

-Peki.Görüşürüz.

-Kendine iyi bak,kurabiyem.

Fısıltı ile söylediği sözü duydum,Arslan'ın.

-Kurabiyemmiş!

-Efendim?

-Kurabiye saçmalığı da ne? Sizler orta okul çocuklarısınız sanırım?

-Ha ha. Kes şunu ve bil ki bizim hakkımızdaki hiçbir şey seni ilgilendirmez.

-O kim?

Acaba beni hiç dinliyor muydu?!

-Sanane.

-Deniz.

Soğuk sesi kulaklarımda yankılandı.

-Konuşmak istemiyorum.

-Ben aslında Sarmaşık ve ben...

Sözünü kestim.Ona baktım.Sıcak kahverengi gözleri benimkilere sabitlenmişti.

-Duymak istemiyorum.

-Ama ben duymak istiyorum.Kim o?

Hızla kafeden içeri girdim.Önlüğümü bağladım.Hemen işe koyuldum.Arslan haklıydı,kafede her zamankinden daha fazla müşteri vardı ki bunun sebebi kutlama idi.Bir çift ilk yıl dönümlerini kutluyordu.

Akşam boyunca Arslan çok keyifsiz,sessiz ve her zamanki gibi sinirliydi.Bu hali birçok kişinin dikkatini çekmişti,patron dahil.Gelen giden bana onu ve ona ne olduğunu sorup duruyordu.Defalarca bilmediğimi söyledim.
Saat on bir buçukta patron beni yanına çağırdı ve Arslan'ın hiç iyi görünmediğini bu yüzden bugün için erken bırakmamızı istediğini belirtti.

Psikopat SevgilimWhere stories live. Discover now