17.Bölüm

1.7K 60 15
                                    

Bir hafta olmuştu sanki vicudum algılarını kapatmış hiçbirşey hissetmiyordu.

Bilmiyorum umudumu kaybetmelimiyim ,beni bu dört duvar arasından kurtarabileceklermi yada cansız bedenime merhaba mı diyecekler orası da bir soru işareti

Ama gittikçe sona yaklaştığimin farkındayım bedenimdeki morluklar sanki bir parçamin vazgeçilmezi gibi hergun kendini yeniliyor.

Demir günden güne daha da sinirleniyor,nedenini kestirebiliyorum ama kafamda net birşey yok,her sinirlendiğinde bedenime işkenceler uygulamaktan çekinmiyor,artık beden olarak hissizleştim,aciz bedenim yapılan her işkenceyi kabul edip tepki vermeden olanları izliyor.

Birkaç gündür Aleyna ortalarda görünmüyor,çokta umursadigim söylenemez açıkçası nereye gidecekse defolup gitsin.

Bugün Demir yanıma hiç ugramadi,ugrasin istediğimden değilde her gün gelenek haline getirdiği işkenceleri yapmayinca insan da şüphelenmiyor değil.

Zihnim dışarıdaki seslere kulak vermeye çalışıyor ama iç sesim algılarını kapatmış kenarına çekinmiş oturuyor.Dışarıdaki ses sinek vızıltısından daha az kulaklarıma erişiyor.

Ses kulaklarıma gelsin diye çabalıyorum ama nafile.Bedenim gibi kulaklarımda uyuşmuş hiçbirşeyi algilamiyor.

Kapı büyük bir gurultuyle açılıyor ama etraftakileri bulanık görüyorum.

"Selin iyi misin"bu ses tanıdık geliyor.

"Hadi ellerini çöz ne bekliyorsun"farklı bir ses daha bu sefer kalbimin derinliklerine sığınan bir ses ama.

Sarhoş gibiyim sesler geliyor ama ne olduğunu anlayamıyorum.Yerden kaldırılıyorum birisi tarafından, popom günlerce hareketsizligin ardindan bugünü kendine bayram ediyor sanki.

****
Gözlerimi yavaş yavaş aralıyorum,gözlerimi açtığim an temiz koku ciğerlerime erişiyor.Günlerdir bedenim bu kokuya muhtaçmış gibi doyasıya dolduyor bu kokuyu ciğerlerine.

Siyahın ve mavinin tonlarının olduğu bir odanın icerisindeyim.Başim felaket ağriyor ve nasıl buraya geldiğimi hatırlamıyorum.Bir ihtimal Demir bana acıdı,üzüntüsünden kahroldu beni bu odaya getirdi,tabi canım demir kendini günlerdir benim için kendini yerlere atıyor(!).Aslında fena bir fikir değilmiş ama neyse ghjfhghh.

Odayi biraz daha incelediğimde tanıdık gelmiyor değil.Ayaklarimi yataktan sarkitarak ayağa kalktim.

Kapıya yaklaştıkça tedirginligim giderek artıyor.Kapiyi yavaşça actigimda karşımda kalbimin ritmini değiştiren insanı gordum.Ben daha saskinligimi atamadan bana incitmek istemezmiş gibi kollarini sardi,bende kendimden beklenmeyecek şekilde ince kollarimi sırtına doladim.

Geri çekildiginde ucurumdan dusmus gibi hissettim,yüzüme ufak bir tebessüm kondurup aşık olduğum kahvelerinin içine baktım.Aşık olmama rağmen nasıl bu adamdan vazgeçtim anlamıyorum,ama bir daha böyle aptalca şeyler yapmamak adına kendime söz veriyorum.

"İyi misin"başımı onaylarcasına salladım.

"Ben nasıl orda_"sözümü tamamlayamadan beni susturdu,sanki bu konuyu konuşmak istemiyormuş gibi bir hali vardı.

"Bunları sonra konuşuruz,sen şimdi odana geç biraz dinlen."benim bilmediğim yine birşeyler var ama tabi ne zaman ben herşeyi bildim ki

Odama geçerek önce banyoda rutin işlerimi hallettim,tekrar odaya geçtiğimde yüzümde ufak bir tebessüm oluştu beni kendi odasına yatırmıştı.

Kapı hızla açıldığında üstüme hızla Ecem atıldı.

"Ah"vicudumun hasar gordugu yerler tepki alınca ağzimdan ister istemez acı bir feryat koptu.
Kollarını benden ayırıp"özür dilerim..özür dilerim"sesi çok telaşlı geliyordu,sanirim herkezi korkutmustum.

"Tamam Ecem önemli değil"bunu söylediğimde rahatlamış bir yüz ifadesi takındı suratına

Ecem'in sarılışindan sonra Emreyle Caninda girdiğini yeni gormustum.

"Geçmiş olsun Selin"

"Teşekkür ederim Can Bey"

"Can de lütfen"

"Peki Can"diyerek kısa konuşmamızı sonlandırdık.

Beynim o kadar dolu ki hiçbirşey düşünemiyorum bile,belki uyursam biraz düşüncelerimden arınmış olurum ama uyumak da istemiyorum.Biran önce ne olup bittiğini öğrenmek istiyorum.Aslında hayatım boyunca hiç bu kadar meraklı bir kişiliğim olmadı ama hayat gerçekten de seni şaşırtacak oyunlar oynuyor.

"Emre biraz konuşabilir miyiz?"yüzünden ne düşündüğünü anlayamadığım bir ifade takındı.Yada aşık olduğum kahvelerine bakınca sadece ne düşündüğünü ben anlayamıyorum galiba

"Ne hakkında"aslında daha demin söylemiştim ne hakkında konuşmak istediğimi sanırım şuan bilmemezlikten geliyor.

"Dünkü yaşananlar hakkında hiçbirşey bilmiyorum ve öğrenmek istiyorum."

"Bilmemen daha iyi "benim hakkımda olan bir olayı nasıl bilmememi ister anlamıyorum.Birşey söyleyecekken araya Ecem girdi.

"Selin sen de acıkmışsındır yemekten sonra konuşursunuz."başımı olumlu yönde salladım.

Hep beraber aşağı indik,benim ağrılarım olduğu için Ecem oturmami söyledi.Emre nin karşısındaki koltukta oturmuştum.Gözlerine bakmamaya çalışsam da kendime engel olamıyordum,gözlerinin içine baktığımda kahvelerinin rengi koyulaşmıştı ama ne demek istediğini anlayamıyordum.Gözlerime hala bakmaya devam edince gözlerimi kaçırdım.

"Selin bizle kalmaya devam edecek misin"Can'ın sorusuyla düşüncelerime ara verdim.Bu soruyu daha düşünmemiştim ama burdan gitmem herkez için iyi olacaktı sanırım.

"Hayır"cevabımla ikisininde gözleri bana döndü.Gözlerimi Emre'nin kahvelerini çevirdim.

"Hadi yemek hazır"gözlerimizi ayıran Ecem'in seslenişi oldu.

***
Yemeği yedikten sonra Ecem kendi halledeceğini söylesede masayı beraber topladık,son kalan bulaşıklarıda makinaya dizdikten sonra salona geçtik.

Emre hiçbirşey söylemeden başıyla yukarıyı işaret etti,merdivenlerden çıkmaya başlayınca bende peşinden gittim.Ecemle Can'da hiçbirşey anlamamış gibi bize bakıyorlardı.Emrenin çalışma odasına geçtiğimizde karşılıklı oturduk.

"Ne öğrenmek istiyosun"duygu barındırmayan bir ses tonuyla konuşmustu,açıkçası biraz ürkmemi sağlıyordu.

"Beni bırakmaları için onlara ne söyledin?"bu soruyu beklemiyormuş gibi bir ifadeye büründü ama hemen toparlayıp cevap verdi.

"Servetimin yarısını ve birde beşparalık haysiyetini temizledim"bu söylediğiyle ağzım açık bir şekilde gözlerine bakmaya başladım.

"N...Ne!!"


Gökyüzünün Aşkı❤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin