On Dört-Dilek

13.4K 897 125
                                    


Katherine küvette kıpırdanarak bedenini gevşetmeye çalıştı. Hava karardığı için hizmetçilerin yaktığı mumlar yüzünden odanın her yerinde gölgeler vardı. Saçlarını taramakla uğraşan Bonnie'nin elinden tarağı alarak onu yalnız bırakmalarını emretti. Önceki geceye ait anılar yüzünü ısıtırken bugün yaşananları hatırlamak aklının karışmasına neden oluyordu. Bir yanı Jordan'ın yanında durup teslim olarak ne yaşanacağını görmek istiyordu, bunu inkâr edemezdi. Fakat bu kararı vermeden önce kocasının aşkından emin olmak zorundaydı.

Gözlerini kapatıp başını tamamen suyun altına soktu. Rahatlamalı ve nasıl davranması gerektiğine karar vermeliydi. Bu gece ya da sonraki gecelerde Jordan'ın odasına gitmeyecekti. Ancak adamı kendisine âşık etmek için aralarına mesafe koymak pek akıllıca bir fikirmiş gibi durmuyordu. Öyle kimsesizdi ki hata yapmaktan korkuyordu. Annesinin eteklerinin ardına saklanan altı yaşındaki o kız çocuğuna yeniden dönüşmek için her şeyini verebilirdi. Büyümek tahmin ettiğinden çok daha zor ve acı verici olmuştu. Ciğerleri havasızlıktan yanmaya başlayınca doğrularak başını sudan çıkarıp gözlerini açtı. Tenindeki su damlalarının eşliğinde derin bir nefes aldı ve az önce hayal ettiği gözlerin sahibini karşısında görmenin şaşkınlığıyla kıpırdamadan yüzüne baktı.

Jordan birbirine girmiş ıslak saçları, nemli gözleri ve utançtan kızarmış teniyle gözlerinin içine bakan güzel kadına gülümsedi. Bu gece yanına gelmeyeceğini bildiği için buradaydı. Katherine yıldızları bile seyretmeden odasına kaçmıştı. Ağır adımlarla yaklaşarak eline aldığı minik havluyla yüzüne dokundu.

"Bu su soğumuş, üşüyeceksin."

Katherine mantıklı bir cümle kurmak için ağzını açtı ama söyleyecek hiçbir şey bulamadı. Jordan'ın sesinde alışık olmadığı bir şefkat ve uysallık vardı. Yıllar önce babasından koruyacağına söz verip yardım ettiği o günü hatırladı. Islak elini sudan çıkarıp kocasının pürüzlü yanağında gezdirdi. Nasıl mümkün olabilirdi? Onun gibi güçlü, soylu, zengin ve yakışıklı bir adamla evliydi.

"Neden buradasın?"

"Bana gelmeyeceğini biliyordum. Bu yüzden ben geldim."

"Benden ne zaman sıkılacaksın?"

"Bana böyle bakmayı bıraktığın gün."

Karısının omuzlarını örtüp kucağına alarak sudan çıkardı. Hafif bedenini yatağa taşıdıktan sonra gümüş tarağını eline aldı. Katherine'in şaşkın bakışları eşliğinde altın buklelerini çözüp okşadı.

"Hayatım boyunca saçlarını taradığım üçüncü kadınsın."

Aniden gelen itiraf genç leydinin merakla başını arkasındaki adama çevirmesine neden oldu. Jordan da ilgiyi üzerine çekmenin getirdiği keyifle konuşmaya devam etti.

"Çocukken annemin saçlarını taramayı çok severdim. O bana güzel hikâyeler anlatırdı ve ben uyuyana kadar yanımda kalırdı. Sam doğana kadar böyle devam etti. Mutsuz olduğunu, sadece bizim yanımızda nefes alabildiğini bilirdim. Babam onu sürekli incitiyordu. Kumardan ve fahişelerinden fırsat bulup hiçbir zaman annemle yeterince ilgilenmedi. Berbat bir kocaydı. Buna rağmen hiçbir zaman annemin şikâyet ettiğini ya da bize onu kötülediğini duymadım. Yıllarca çabaladım Kate. Babama benzememek için savaştım. Sana yemin ederim Mary'i sevmeye ve anlamaya çalıştım. Beş sene her yeni güne benden nefret eden bir kadınla uyandım. Tek suçum onu hamile bırakamamaktı."

"Jordan..."

"Bunu dinlemen gerek. Sana anlatmadığım sürece beni anlayamayacaksın. Babamla büyüdükten, onun anneme yaptıklarını gördükten sonra karıma ihanet edip onu küçük düşürecek bir adam olmamak için kendime söz vermiştim. Evliliğimin ilk beş senesinde tüm mutsuzluğuma, karımın hakaretlerine ve deliliğine rağmen bunu başardım. Ama sonra büyüdüm. Kendime çektirdiğim işkencenin farkına vardım. Hayatım babamın ve Mary'nin bana yaşattığı bir cehennemdi. İkisinden de mümkün olduğunca uzağa gittim. Beni mutlu edebilecek başka uğraşlar aradım. Diğerleri nasıl eğleniyorsa ben de öyle eğlendim. Pişman değilim. Hayat on senesini öyle bir kadınla harcayamayacağım kadar kısa. Buna rağmen öldüğünde üzüldüm. Hasta bir kadındı. Belki çocuk yaşta birbirimize mahkûm edilmeseydik delirmeyecekti. İhanetim de tek taraflı değildi. Kendisini öyle çok kusurun bende olduğuna inandırmıştı ki hamile kalabilmek için başka adamlarla görüşmekten çekinmedi. Ölmeseydi de manastıra gönderecektim. Yanımdaki varlığına katlanamıyordum."

Kafesteki Cennet (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin